Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce
Düşünceler Düşünce » 2007 (Page 3)

2 GÜNLER

İnsanlık tarihi Adem’le Havva’yla başladığından beri Kabil’in Habil’i öldürdüğünden itibaren her ne kadar kişisel olsa da savaş var. Kimbilir kaç asır sonra Hİtitler ile Mısırlılar arasında gerçekleşen Kadeş Antlaşması ise bilinen ilk barış girişimi. Savaşlar gizli bir husumetle hatta bazen bir takım şeyleri bahane ederek bazen de karşıdaki rakip bile habersizken başlar. Barışlar da ise nedense hep üçüncü kişiler törenler olur bunlar da genellikle zoraki,resmi durur.

Daha önce de dedik ya… 1Eylül gününün sadece sonbaharın başlancını değil aynı zaman da Barış Günü olma özelliği taşıdığına. -Devamı »

1 İŞLER

Sonbaharın ilk günleri  Dünya Barış Günü’nden sonra okulların açılmasından çok üniversite kayıtlarını hatırlatır bana nedense.Eylül’ün ilk haftası okul çağında çocuklar ve bu çocukların ebeveynleri için telaşlı bir haftadır telaşlı olmasına ama üniversiteye giden genç bir öğrenci ve bu öğrencinin ebeveyleri için başka bir anlamdır bambaşka bir heyecandır.

Adeta tenhada sakin bir moladır.Uzun soluklu bir uğraşın semeresini almadır.Her iki açıdan da büyük bir gurur kaynağıdır Başka bir değişle amaca ulaşmadır. -Devamı »

GüllerinSavaşı” başrollerini Michel Douglas ile Catrine Turner’in oynadığı yıllar önce seyrettiğimiz bir filmdi.Şimdi ise dünya bizdeki Gül’lerin savaşını izliyor,konuşuyor.Uzun yıllardır siyasetin değişik yerlerinde yer alan Abdullah Gül siyasetin en yüksek mertebesine erdi.Başka bir değişle ;önce parti dışında sonra da partinin içinde yer alan tüm zorluklara rağmen savaşın galibi Gül.

Ülkemizi yüksek medeniyete taşıyacak erkte olmasını dileriz ve tarafsızlık ilkesini hiç bir zaman kaybetmemesini bekleriz elbette.Muhazafakar kökenli olmasıyla,ve Batı’da aldığı eğitimle tam da ‘modernizm’e uygun bir cumhurbaşkanımız oldu bence.Hükümetin düşüncesiyle parelel değil demokrasiyle parelel kararlar almasını görebiliriz umarım. -Devamı »

Değişim hayatın her kertesinde gerçekleşebiliyor.Öyle ki etkiye tepki değil tepkiye etki doğurabiliyor. Tepkiye etkiyi olarak nitelendirmek haksız bir yorum olabilir aslında. Çünkü aynı zamanda reaksiyon da denilen tepki dediğin nedir ki? kendini iten veya sıkıştıran başka bir cisme gösterdiği karşı etki…

Herhangi bir etkiye cevap olarak doğan, genellikle olumsuz söz veya davranışken tepki nasıl olur ki olumlu tepki. Yok yok durun durun daha ilk cümlelerden tepkiye etki geri tepti zannetmeyin.Bu yazı hakkında olumlu tepkiler almalıyım bu durumda hangisi etki hangisi tepki ooff karıştı galiba… Şimdi bu yazı tepki,okuyucuların yorumları ise etki…Ne fark eder demeyin sakın tepkiye etki durumu çok önemli. Bundan kötüsü ise nötr kalma siyasi olma daha bilimsel bir dille eylemsizlik ilkesi gerçi tepkisizlik de bir tepki? -Devamı »

Medyanın siyasi hegomonya kurulmasında ne  kadar rol  oynadığını ve egemen siyasi  gücün çıkarlarına hizmet eden yorumların yeniden üretilerek neyin hedeflendiğini görmek açısından Emin Çölaşan?ın 22 yıl hizmet verdiği Hürriyet gazetesinden bir günde açığa alınmasına bakmak son derece anlamlı olacaktır. Medyanın toplumsal sınıflar  arasında gittikçe uzlaştırmak yerine uysallaştıran yaklaşımı yetmiyormuş gibi söyleyecek sözü olanları susturması gerçekleşen hegomonyaya katılmasının tek bir nedeni olabilir.İktidar odaklarının suyuna gitmek,başka bir değişle dev medya kuruluşlarının bir günde alaşağı edildiğinden ders alıp işi riske etmeden su gibi geçinip gitmek…

“Dördüncü güç”,”üçüncü göz” olarak kabul edilen medyada neler oluyor medyum medya ?nereye koşuyor?? Beğenelim beğenmeyelim Türk medyasının simge isimlerinden biri olan Emin Çölaşan?ın işine son verildiği yetmezmiş gibi güç odaklarıyla çatışan Bekir Çoşkun, Tufan Türenç, Yalçın Bayer gibi usta kalemlerin de susturma girişimelerinden sırasıyla nasibini alacağı söylentiler arasında. -Devamı »