Gözlerimde buzdağı, ağzımda tuz tadı ;
yerin yedi kat altından, kendi harflerime tutuna tutuna, yukarı doğru
tırmanıyorum.
Dibe vurdum sanmayın, akıntıya bıraktım kendimi…
Dalgalarla boğuşmak değil de , içten dışa vurmak ağır geliyor bana?
Kaç nefes daha noksan, o sabahtan bu sabaha, kaç karış daha var varışa bilemiyorum.
günün gizlenmiş yörüngesinden sesleniyorum.
düşler hayıra yorulmaktan yorulmakda,
düşünceler semahta…
Susuyorum.
Uzun uzun sözcükler biriktiriyorum.
Yazmak ve yazmamak adına ?
“Dilek tut içinden, daha çok yıldız var?”
“Kötü gün yaşama sakın, bir bak etrafına kaç DOST var?” -Devamı »