Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce

Sadece felsefeciler olarak değil, Türk kamuoyu olarak önemli bir haftayı geride bıraktık. Çünkü geçen hafta en çok konuşulan ve gündemde olan iki haber vardı. Biri Erdoğanlar?ın düğünü, diğeri ise üzerinde önemle durulması gerektiğine inandığım felsefe kongresiydi.
Bu iki olayın ilginç yanı ikisinin de aynı günde, aynı yerde olmasıydı. Her ne kadar kongre bir hafta süreyle devam etse de ilk gün, üzerine daha çok konuşulan gündü.. Hatta Erdoğanlar?ın düğünlerinin adını ?Felsefi Düğün? koyanlar bile oldu.
Bu aynı günde, aynı yerde olan iki grubun uluslarası düzeyde iki konuğu vardı. Biri İtalya Başbakan Berlusconi diğeri ise Frankfurt Okulu Temsilcisi ve yaşayan Filozof Habermas.
Bu iki ayrı kanadın hafızada silinmeyecek iki eli vardı. Biri İtalyan Başbakanın Erdoğanlar?ın gelini Reyhan hanımın elini öpmesi, diğeri ise Cumhurbaşkanı Sayın Sezer ile Felsefe Kurum Başkanı Sayın İoanna Kuçuradi?nin el ele salona girmesiydi.
Bu iki ayrı cenahın iki ayrı nesnesi vardı dikkati çeken; biri düğündeki davetliler tarafından altınlarla doldurulup taşırılan kese, diğeri konuşmacıların ?altınorta? düşüncelerle doldurdukları ve katılımcılara hediye olarak dağıtılan çanta.
Yani ?birinde verip gidenler, diğerinde alıp gidenler? vardı.
Anlayacağınız, geçen haftaki yazımda, ?Lütfi Kırdar?da ?altınorta? şiddetinde deprem derken ne kadar haklı olduğumu şimdi anlıyor, daha doğrusu görüyorum.
Kngrenin basında bu kadar yer alması son derece önemliydi neredeyse bütün gazeteler felsefe kongresinden, kongrenin uluslar arası boyutundan ve Türkiye?de yapılmasında önemli rolü olan Felsefe Kurum Başkanı İonna Kuçuradi?den söz ettiler.
Artık ülkemizde ve felsefenin gerçek değeri anlaşılmaya başlandı galiba.
Felsefeci arkadaşlarla yolda konuşurken doğrusu kaygılanmıştık. Salonun dörtte biri dolar diyorduk, ama hiç öyle olmadı. Kongre salonu yerli ve yabancı konuklarla kısa sürede doldu.
Dinlenme ve yemek yerleriyle aynı anda, altı dilde yapılan çevirileriyle ve organizasyonu gerçekleştiren (VASCO) şirketinin sahibinin felsefeci olduğundan olsa gerek oturumlar ile ilgili bilgi veren bir kitapçık ve alınacak notların bir arada taşınacağı bir çanta ile her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüştü.
Bu uluslar arası etkinliğe sadece dinleyici olarak katılmak bile gerçekten büyük bir zevkti.
Teşekkürler Vasco, teşekkürler Türkiye Felsefe Kurumu, teşekkürler İonna Kuçuradi ve değerli arkadaşları, teşekkürler Yaşam Gazetesi ve teşekkürler Türkiye, teşekkürler Sayın Ahmet Necdet Sezer.

Yaşam Gazetesi
(18.08.2003)

Yorumun ne olacak?