Tatil gezilecek görülecek yerlerin yanı sıra kalınacak otellerin konforundan başka; okunacak kitapların planlanmasıyla, ayrı bir anlam kazanır. Aslında okuduğunuz kitapla tatil yapmayı tercih ettiğimiz yer arasında bazen kendiliğinden inanılmaz bir bağlantı oluşur.
Hayır görülecek yer şehir beldeyi tanıtan kitapları kastetmiyorum elbette. Bahsettiğim şey bunlardan çok daha derin bir bağlantı.
Hiçbir şey beşyıldızlı kitabın konforunu veremez sanmayın. Hakikaten bazı kitaplarda beşyıldızlı otel konforunu görmek mümkündür. Evet anlı şanlı bir otelin henüz kapısından girerken nasıl ki, gözleriniz bu renk cümbüşüyle karşılanır, ihtişamlı lobye yaklaştıkça kaldığınız otelin farklılığını algılamakla meşgul olursunuz; okuduğunuz kitapta da bu ahenge uygun bir seramoni sizi karşılamaya başlamıştır bile.
Kaldığınız yeri beldeyi oteli keşfe çıktığınız gibi kitap sizin elinizden usulca tutar gezdirir dolaştırır. Her bir cümle sizin hayal gücünüzün refakatiyle birlikte kaşif yönünüzü ön plana çıkarır.
Bazı kitaplar nasıl ki kaldığınız otelin spa merkezinde, masaj salonunda, günlük rutin problemleri finansal hesapları kısa bir süreliğine geride bırakmak adına rahatlarsanız, aynı ölçüde okuduğunuz kitap da sizde aynı rahatlığı sağlatır yüzünüzde taze etkiler yaratan kitapla eğlenceli yolculuklara çıkarsınız sayfa be sayfa.
Çamur banyosuna girip şifa sularında yıkanmış kadar ağırlık olur bedeninizde aynı ölçüde kitabın etkisi beyninizde .
Saatlerce güneşlenip bilmem kaç metreli yüzme havuzuna girip serinleyip açık büfede nice yemekler arasında gezinirken, akşama animasyon programından dönüşte bir de bakarsanız tatilin son günü ile kitabın son sayfasındasınız.
Ancak tatil bittiği anda kitap da öyle biter hatta yitip gider. Geride kalan şey sadece bir tatil bir kitap ama o kadar.
Tatil dinlenme, yeni bir şeyler hayata katma veya eski defterleri kapatma adına herkesten kaçmanın yanı sıra;bir türlü okuma fırsatını yakalayamadığınız süreklice erteleyip durduğunuz kitapları okumak için en uzun zamanı en uygun anlara yayıp denlektiştirme uğraşıdır biraz da.
Sessiz bir yerde ılık esintiyle ucuz bir teknede mehtapla kendinden geçmektir belki de biraz da okunan kitapla sallanıp durmadır boşlukta oradan oraya.
Bazı tatillerde basılan toprağın, denize atılan herhangi bir taşın, koklanan çiçeğin bile hatırının olmasının gizli bir nedeni elinizdeki kitabın zihninizde gezinme biçimindendir aslında.
İşte o zaman o tatilin eğlencesi ile elinizdeki kitabın etkisi uzun süre hafızanızdan gitmez tatilde gördüklerinizin siz fotorafını çekerken kitaba poz verdiğinizin bilincinde misiniz?
“Yemeğin iyisi hazmından belli olur” derler ya, işte tatilin iyisi eğlencesinden dinlencesinden olduğu kadar okunan kitaplar da unutulmazlar arasındaki listenize dış etki de bulunur. Çünkü tatil farklığını “bir gün tekrar mutlaka” gibi sözlerin acizliğiyle anlatmaya çalışa dururken orada okunan kitabın etkisi ömür boyu alnında durur.
Okunan kitaplarla görülen yerlerinin örtüştüğünü düşünme fikrimden cayıyorum efendim tesadüf diye bir şey olmadığına göre denk düşmek mi diyelim ne diyelim ben de böyle bir durum söz konuşu şu an.
Düşünmeye devam ediyorum hala. Bir haftalık tatildeyim efendim okuduğum kitapların etkilerini önümüzdeki yazıya saklıyorum.
Hülya YALIM
Mutlu tatiller… Ben de niye ulaşamıyorum diyorum yazarımıza… O gemide keşke ben de olsaydım!
İnsan neye ihtiyaç duyuyorsa, prescript okurken bile içindekilerden onu seçip faydalanabiliyor. Algılarımız bizim sandığımızdan daha açık… Tatiller okunmamış kitapları okumak için ve vakit geçirmek için fırsat da olsa, insanı bulunduğu zaman ve mekandan kopardığı için sadece seyahatlerde (uçak, gemi, araba) okunmalı. Tatilde gülmeli, eğlenmeli, maviye bakıp gözleri dinlendirmeli, yeni insanlar tanımalı…
Meyvesiz ağaçlar da rağbet görür. Ama, meyveli ağaçlar kadar değil.
?Tatile çıkıyoruz?? derken, aklımıza hep deniz, sahil, güneş ve eğlence gelir? Çoğumuz için bu böyle? Hele hele güzelim Türkiyem insanlarının hayatlarında olmayan kitapları bizimle TATİLE götürmeyi (öğretmenlerin bile kitap okumadığı bir ülkeden bahsediyorum?) hayal gibi görüyorum..
Neyse ki; iyi ve akıllı dostlarımız sayesinde KİTAPLARLA olan bağlantımızı ?kendi adıma- hiç kesmeden devam ettirmeyi ZEVK haline getirmiş durumdayım?
Tatile giderken mutlaka o tatil süresi içerisinde bitirebileceğim sadık dostlarımdan birkaç tanesini götürüyorum.
Neden kitaplar?.. Benjamin Disraeli; ?Bir kitap, bir savaş kadar büyük olabilir?? derken, gerçekten okunan öyle kitaplar var ki, kişinin hayatında adeta bir dönüm noktası olabilmektedir. Öyle ya, bireylerin hayatlarında yaşadıkları küçük büyük savaşlar değil midir?
Hazineleri altınla, incik boncukla ölçenlere cevap Bulwer Lytoon?dan geliyor. Lytonn derki; ?İyi bir kitap, gerçek bir hazinedir.? Bu söz gerçekten üzerinde iyice düşünülmesi gereken bir sözdür.
Tabi okunan kitapların faydası ve sağladıkları kazanımları söz konusu etmeyeceğiz.
İnsanların karanlık dünyalarına geniş ufuklar açan ve karanlıkları aydıntan kitapların dostluklarından her fırsatta faydalanmak ve onlara sadık bir dost olarak kalmak, kişiyi efendi yapar, bilginin ve erdemin efendisi?
?Denize atılan bir şiye her kitap. Asırlar, kumsalda oynayan birer çocuk. İçine gönlünü boşalttığın şişeyi açarlar, belki açmazlar.? Diyen Cemil Meriç?in tesbitini; ?Seçiş hürriyetimizin sınırsız olduğu tek dünya kitaplar dünyasıdır.? Deyişiyle tamamlayayım.
Son olarak gerçekten düşüncesini ve dileğini çok beğendiğim Konfüçyüs?ün sözünü nakledeyim; ?Tanrım, bana kitap dolu bir evle, çiçek dolu bir bahçe ver.?
İşte HAYAT BU?
Fikri, cinsi, tabiiyeti, dini, inancı ne olursa olsun, Allah bizleri cahillerden korusun. İnsanı yücelten, erdemleriyle büyüten, insan olma hassasını kazandıran tüm kitaplar gerçek dostlarımızdır.
Meşhur sözdür; ?cahil dostum olacağına, akıllı düşmanım olsun!..?
İnsanın güzel bir evi, güzel bir işi, makul bir geliri, akıllı dostları ve zengin bir kütüphanesi olsun. İşte en anlamlı hayat bence budur?
Kitap dolu bir dünya dileğiyle Selam ve Sevgiler.
Bazen hayatımıza yön veren bazense tümüyle değiştirenlerdir onlar.Yaşamın yoğun karmaşasında durup nefes almamızı, kendimizi tanımamızı, düşünüp karara varmamızı, çoğu zaman dünyayı anlamamızı sağlayan kitapların değeri yadsınamaz.Ama bir yönü vardır ki dostluğunun en önemli kanıtıdır; koşulsuzca yarenlik etmesi? Çıkacağınız bir yolculukta hiç okumayacak bile olsanız yanınıza alacağınız bir kitabın vereceği güven bambaşkadır.Çünkü kitabınız yanınızda olduğunda asla sıkılmayacağınızdan emin olursunuz ve bu bile zamanınızı daha iyi geçirmenize yeterli olur.Tabi tanıştıktan sonra yaşananlar daha derin olur.Kimi zaman sahnenin öbür tarafına geçer ve kahramanı oynarsınız kimi zamansa seyirci koltuğunda heyecanla sonunu beklersiniz.Bu süre zarfında yazarla epeyce muhabbetiniz olmuş, kahramanlarla dost olmuşsunuzdur.Önce meraktan hızla çevirdiğiniz sayfaları sonra bu dostluğun biteceği korkusuyla aynı süratle yavaşlatırsınız fark etmeden? Çünkü güzel bir kitabın en genel özelliğidir; bitirdiğinizde yakın bir arkadaşınıza veda etmeniz gerektiği hissi?Aslında her kahraman dünyamıza katılan yeni bir kişidir, iyisiyle kötüsüyle.Olaylar, yaşansa da yaşanmasa da çıkarılacak mutlak dersler vardır.Bizlerin onlarla tanışması tesadüf değildir elbette?Temmuz ayı boyunca Türkiye?den uzak olduğum süre zarfında İstanbul?un aldıkları ve verdiklerini sorgulayan ?Leyla?nın Evi?,karar vermemi sağlayan geleceksizlik üzerine yazılmış olan ?Safran Sarı? kesinlikle tesadüf olamaz.Yalnız bu da değil elbette nasıl aldığınız ya da kimden gelmiş olması da tesadüf olmaz.Ki ?Safran Sarı? ve yine bu ay okuduğum ?Sana Gül Bahçesi Vadetmedim?(bunu ben de geç anladım!) buna en güzel örneklerim?Bununla beraber bana bu ay yarenlik eden ?Sır? ve ?Olasılıksız? kitaplarının değerini de göz ardı edemem.Ama daha da önemlisi beni küçük yaşta kitaplarla tanıştıran Hayal Yamyam?a teşekkür etmek istiyorum.Her ne kadar bazılarına dokundurmasa da beni bu dünyaya alan kadın TEŞEKKÜRLER!