Tam daiçimdeki manik depresif durumlara dinginetki yaratması adına, müziğe sarılıp ondan medet umacakken; “Müzik Terapi” adlı yazıyı yazdığımın ertesi günü, pop müziğin tartışmasız efsanesi MichaelJackson’ın zamansız ölüm haberi ile terapinin geçerliliğinin yanı sıra, zamanlaması da önem kazandı iç dünyamda?
O kadar ani oldu ki,ölümünün ardından ne kadar çok istesem de, bir türlü adına tek bir satır dahi yazı yazamadım.
Buselik makamında Michael?dan geçme faslında MaJörler tükenipte minorlere yolculuğa geçince, tam da Moonwolker yürüşünde olduğu gibi, hayatta ilerlediğini sanıp, yaşam olarak gerilerken; Mevlayı da belayı da müzikle arayanlardan biri olarak, onun yokluğuna hiç olmazsa bir yazıyla mum yakmam gerekiyor diye düşündüm yinede…
Çünkü, müzikte devrim yaratan işine aşık biriydi o. Ben de, müzik için yapılan şeylere afyon yutmuşçasına bakanlardan ,müziğin aşka meşk olduğuna inananlardan biri olarak onun gerçekten hayranıydıım.
Hayatın rutinliğine ses getirecek melodi arıyorken yaşamdan; çalınmış bir zaman içinde kehanet ve kader ikilisinin arasındaperdesiz ud taksiminemızrap gibi eşlik ediyordum aslındabugünlerde?.
O kadar inceldi ki ruhum tül tül oldu?
Bir rock veya heavy metal müziği dinlerken Hadbangers ball yapmakla,
zikir yaparken Hay ve Hu çekmek;
arasında fark olmadığını anlamam için,her ikisinin içinde kendimden geçmem gerekti. Aslında daha da önemlisi, ne at gözlüğü ne de her yöne bilinçsizce değil insan gibi geniş bir yelpazeyle bakmam gerekti?
Bir şekilde dinlediğim ilahi bir müziği her dinlediğimde daha da beter dinleme isteği yakıp kavurdu beni…
Ki “müziğin ben de ki müsekkin etkisi yaratmasından yola çıkarak kitleleri bilmem ama benim sahiden de afyonum” olduğunu düşünürken?
Sonra sonra anladım, oysa perdede değil penceredeydi asıl mesele.
Pencere çok yüksekte olsa insanlardan uzaklaştırır, yakın olsa bıktırır. O halde pencereden bazen yükseğe bakacaksın,bulutlarda kaybolma pahasına…
Bazen de yüksekliği hesaba katmadan aşağıya?
Bazen pencere içinde pencere, bazen de penceresiz pencere ?
Altın varaklı penceren olsa da,
Varolmayan ülkede Peter Pan olsan da,
bazen özgürlüğe açılacak penceren bazen de ölüme?
Bence hayat tam da Michael ?ın ölümünden birkaç zaman önce dediği gibi;
“kimi tedbirli bir hayatı tercih eder;kimi çizginin öbür yanında şansını dener.”
Müslümanca: Allah rahmet eylesin.
Hristiyanca: toprağın bol olsun.
Amerikanca demek gerekirse: “İyi geceler iyi şanslar”KRAL MİCHAEL?
Türkçe ise: ruhun şad olsun.
Son söz benim;
“Rüzgar kadar güçlüolmasa da;meltem kadar ılık bir esinti yaratmak adına, penceremden pencerene sözlerimi usulca bıraktım?
Adına mum değil, sözler yaktım?”
Hülya YALIM
BEN KİMİM
Az mıyım çok muyum
Var mıyım yok muyum
Ben neyim
Masal mıyım gerçek miyim
Kaç mıyım göç müyüm
Hiç miyim suç muyum
Ben kimim
İbret miyim cinnet miyim
Hiçlikler içinde kanayan yürek
Yokluklar içinde savaşan beden
Boşluklar içinde karışan zihin
Güçlükler içinde değil miyim
Yoksa? Yoksa
Her ihanete akıl erdiren
Her cehalete kılıf uyduran
Her esarete fiyat biçtiren
Sen değil de ben miyim
Geçimsizim bugünlerde
Kimsesizim bu yerlerde
Değersizim bu ellerde
Çaresizim doğduğum yerde
Gölgesizim her gün her yerde
Ses miyim sus muyum
Sis miyim pus muyum
Ben neyim
Deha mıyım heba mıyım
Ak mıyım pak mıyım
Al mıyım sat mıyım
Ben kimim
Yarar mıyım ziyan mıyım
Yalanlar içinde doğruyu bulan
Cayanlar içinde sözünde duran
Satanlar içinde ayak direyen
Yananlar içinde değil miyim
Her adalate duvar ördüren
Her cesarete kilit vurduran
Her asalete boyun eğdiren
Sen değil de ben miyim
Geçimsizim bugünlerde
Kimsesizim bu yerlerde
Değersizim bu ellerde
Çaresizim doğduğum yerde
Gölgesizim her gün her yerde
Söz ? Müzik: Candan Erçetin