Geçen ay Freud?un kuramına ilham oluşturan Oidipus?un mitolojideki yerinden söz etmiştik. Bu ay da freud?un psikolojide son derece ilginç bulunan Oidipus Kompleksinden bahsedip ayrıca Anti Oidipus kavramını irdeleyeceğiz.
Yukarıda da belirttiğim gibi Freud?un mitolojik kahraman Oidipus?dan yola çıkarak oluşturduğu, bu görüşünden önce Freud?un ?psikanaliz? kuramını hatırlayalım. Freud?a göre çocukluk döneminde yaşanılan olaylar gelecekte gerçekleştirilen davranışların çatısını oluşturur, dolayısıyla bir insanın kişiliğini çözmek için öncelikle onun çocukluk dönemine gitmek gerekir.
Oidipus kompleksi psikolojide özellikle psikanalizde çocuğun anne ve babasına karşı istekle ilgili verilerin tümüdür. Freud?un kuramında bu kompleks nevrozların çekirdek kompleksi olur. Histeri patolojisindeki travma sorununu bertaraf eder.
Oidipus kompleksi çocuklukta üç ve beş yaşları arasında fallus evresinde ortaya çıkar ve örtüklük dönemi sırasında ortadan kalkmaya yönelir. Daha sonra ergenlik döneminde yeniden ortaya çıkan kompleks bu kez aşk nesnelerinin seçimini yönlendirir.
Olumlu biçimiyle bertaraf edilmek istenen rakip durumundaki aynı cinsten ebeveyne karşı aşk duygusu olarak ortaya çıkar.
Fallusun hem kız hem de erkek çocuklar prevelansı Oidipus kompleksinin bakışımlı, bir biçimde gelişip çözülmediğini gösterir.
Freud?a göre; ?hadımlık kompleksi, kız çocukları için Oidipus kompleksinin başlangıcını oluşturur; çünkü kız çocuğunun penis kıskançlığı babadan bir çocuk isteğine dönüşür, dolayısıyla kız annesinden uzaklaşır. Erkek çocukları için ise hadımlık kompleksi Oidipus kompleksinin çıkışının belirtisidir. Babadan kaynaklanan hadım edilme tehlikesi onu anneden uzaklaştırma zorunda bırakır.?
Oidipus kompleksinde erkek çocuklar annelerine aşık olup babalarını model alıyorlar. Anne aşklar yükselirken babaya olan kıskançlıkları da artıyor.
Elektro kompleksinde ise babaya duyulan aşkla birlikte bu kez kıskanılan taraf anne oluyor.
Anti Oidipus kavramı ise Deleuze ve Guaattari?nin ?Kapitalizm ve şizofreni? adlı kitabındaki ortak çalışmanın bir bölümünü oluşturuyor. Ayrıca bir kitabın çevirisini yapan Ali Akay?ın da yazdığı ?Kapitalizm ve Pop Kültür? adlı kitapta da bu konuya değinilir. Buna göre; ?yaban toplumlarda sosyal üretimle arzu üretiminin ayrışamadığı bir üretim var. W.rich?e göre tüm toplumsal oluşum arzuyla başlar arzulanan makinelerle sürer; kodları alışkanlıkları ortaya koyan yine Arzudur.
Psikalizde arzulama meselesi, sürekli olarak toplumsal formasyonların içinde yer almaktayken arzu bazen devrimci olmakta bazen de faşist olmaktadır. Tam beden bütünleşmiş arzu sistemiyle toplumsal alışkanlığını belirler. Arzu zevk ve istençten ayrıdır toplumsal bir anlamı vardır.
İttifak içkin olan ve kadın alışverişinden doğan ilişkiyi anlatır ki DELEUZE VE Guattari için ittifaklar ön plandadır. Ensest tabusu ittifak ilişkisine dönüşür; Oidipus değil ittifak öne çıkar; böylelikle Freud?un ?ensest? anlatan Oidipus?u birinci konumdan çıkıp herhangi bir mesele olmaya başlar. (anne-çocuk yerine kız kardeş erkek kardeş Kafka?nın kız kardeşiyle aşkı gibi).
İşte buradan yola çıkarak şöyle söyleyebiliriz. Babasının eski aşkı Irak?a göz koyan bay Bush da Oidipus kompleksinde kalarak affedersiniz, Irak?ı isterim diye tutturup sapıklığını azılı bir cani gibi gösterdiğine göre gerçek Oidipus gibi topuklarının şişlenmiş olup olmadığına bakmaya gerek yok herhalde?
Çok güzel dile getirmişsiniz elinize sağlık ancak keșke daha basit dile getirseydiz