…dİYE düşünüyorum, …diye düşünüyorum.
Gün boyu TV ve radyolardaki konuşmalarda, gazetelerdeki demeçler ve röportajlarda sıklıkla rastladığımız, neredeyse dillere pelesenk olan bir laf bu ?…dİYE düşünüyorum.?
?Saçları çok kötü olmuş, dİYE düşünüyorum.? ?Bu şarkı patlar, dİYE düşünüyorum.? ?Sertap bir dünya starı oldu, dİYE düşünüyorum.? ?Ercan Arıklı böyle ucuz bir ölümü haketmedi, dİYE düşünüyorum.?
…dİYE düşünüyorum. Kişisel (subjektif) bir görüş, bir yargı belirtmek adına kullanılan bir cümle olmasına rağmen, o kadar gereksiz durumlarda kullanılıyor ki; gün boyunca bu sözle defalarca karşılaşmak mümkün.
Türkçe?nin sondan eklemeli bir dil olması sebebiyle, zaman zaman bir ek gibi kullanılıyor bu cümle, …dİYE düşünüyorum.
Yusuf hocaya sorduğumda (Yar. Doç. Yusuf Çotuksöken) ?semantik? yani ?anlam? olarak sorun teşkil etmediği takdirde, kullanılmasında her hangi bir sakınca olmadığını söylüyor.
Ancak yanlış olmasa da, anlamsız bulunmasa da, bu cümleye ?illet? olmaya engel değil ki bu. Sorun, yerinde kullanılmaması. Daha doğrusu yerli-yersiz kullanılması.
Haklısınız! ?Bu kelimeye gelinceye kadar daha nice anlamsız, yanlış, komiklik olsun diye türetilen, hatta icat edilen sözler var? diyebilirsiniz. Son dönemlerin moda deyimleri herkesin kulağına mutlaka birkaç kez çalınmıştır. Örnekse, ?deeermişim!? yalnız sinir bozucu bir vurguyla söylenmesi zaruri. ?diyosuuun!? yine bu familya gurubuna giren itiraz amaçlı kullanılan bir söz.
?Aptal falan oldum!? şaşkınlığı belirtmek amaçlı uydurulan bir diğer cümle. ?Çok Ka? (çok kaliteli demekmiş!). Her halde bu dili ekonomik kullanmak adına söylenen bir deyim olmasa gerek. Olsa ?olsa dili kırmak adına üretilen bir sözcük bu!
Örneklere devam edelim; ?Çok pis terk etti yar? (Özlem Tekin?in şarkısı): ?Pis? kötü manasında kullanılıyor sözüm ona. ?Kendine iyi bak? sanki biraz daha kabul görmüş gibi gözükse de (Şeyh Galip?in; ?hoşça bak zatına sözü ?kendine iyi bak?a karşılık gösterilir). Ancak ?kendine iyi davran? sözü psişik bir öneri olmaktan öteye gidemeyecek, kabul görmeyecek gibi.
İşte, bunca söz arasında nedense ?…dİYE düşünüyorum? diyenler, göze daha çok batıyorlar. Çünkü sözlerinde gayri ciddi en ufak espri payı yok. Aksine ciddi bir görüş bildiriyorlar. Bunlar o kadar çağdaşlar ki(!), kendi görüşlerini belirtip dile getirirken, cümleye yeni bir söz ekleyerek ?…dİYE düşünüyorum? diyorlar. En azından bazen düşünmeden ?…dİYE düşündükleri? çok açık. Aksi olsa bir cümlenin içine kendilerini bu denli hapsetmezlerdi.
Descartes?ın ?Düşünüyorum, öyleyse varım? önermesini şu malum sözümüze uyarlasak ?düşünüyorum, öyleyse varım dİYE düşünüyorum? olur.
Oysa Descartes?ın düşünmesi, düşüncenin üzerine katlanmak anlamındadır. Dolayısıyla belli bir kesinlik içermesine rağmen; öznel bir yargı belirtir aynı zamanda. Aslında, ?önce düşün sonra söyle? atasözümüz ne demek istediğimizi daha anlaşılır kılacaktır.
Gerçi aynı ata sözlerimiz değil mi? ?düşün-düşün …işin?, ?kumkuma kuşu gibi ne düşünüyorum?, ?Karadeniz?de gemilerin mi battı da kara-kara düşünüyorsun?? diyen. Bu arada ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin simgesinin ?düşünen adam? olduğunu da hatırla (yalım). Burada söz şöyle olur herhalde, ne dİYE düşünüyorsun? Belki sözcükler değişti ama ?…dİYE düşündüğümüzü? söylüyoruz sadece.
…diye de düşünelim ama ?bence, kanımca, bana kalırsa, inancım o ki? gibi sözcükler de olsun cümlelerimizde. Witgeinstain; ?Dilimin sınırları, dünyamın sınırları? diyor. Demek ki sözcükler sadece dağarcığımızı göstermiyor. Nasıl bir dünyaya sahip olduğumuzu da gösteriyor.
?…dİYE düşünerek? kısır bir dünya oluşturacağımıza, durup düşünelim ki, dilimiz zenginleşsin.
Çünkü ?dilini işlemeyen düşüncesini işlemiyor? demektir.
Yaşam Gazetesi
(16.06.2003)
Yorumun ne olacak?