Bir arayışın, türlü girişimlerin, dur durak bilmeyen ?bir beklentinin, ya da ümit edişin ve kötü deneyimlerin yüze çarpması sonucu bir kayboluşun varoluşla çarpışması ve bu çarpışmanın bıraktığı izlerin, acıların adresi olmadığı için sürekli ?bulunamadığı?, ?bulunamadı? diye üstünüzde tıpkı bir zarf gibi taşıdığınız pulların ağırlığının zarfı geçmesiyle, hacminiz arttıkça bir elem bir keder sağanağı içinde boğuşunca, hangi acıyı hangi zamanda ve hangi mekanda edindiğinizi bilmediğinizden dolayı, bunları bırakabilecek yer ararken ?azami yük?, ?aşırı yük? ibresinin üstünüzde sürekli durmasının sakıncasını fark edip; bunu sizden başkasının görmemesi sonucu, histerik nöbetlerin tıpkı bir mübaşir gibi en olmaz düşünceleri hatırlatması, en açmaz hislerin aniden patlaması; akabinde ?yabancılaşma?, ?saçma? gibi kavramların derdinizi anlatmakta yetersiz kalışını ?pandomim? izlercesine seyirci kalışın; anlamsızlığın son haddini yaşaması, başka bir deyişle görünüş ve gerçek arasındaki asal gerilim kadar bir gerilim yaşanması ve ardından yitikliğin had safhalara ulaşmasından ötürü ?duyguların güvence altına alınması? adına bir liman aranması ve bu limanı bulmaya mecal kalmadığından seçme hakkının yitirilmesi veya modernitenin hediye kavramlarından ?ilerleme?nin yerine geriye dönüşün tercih edilmesi ki; bunun en önemli nedenin yaraları saracak, kanamayı durduracak pamuğun varlığından emin olunması; bunun çözüm olmadığının bilincinde olunması ve duygulara engel olunamaması sonucu gerçeği tüm çıplaklığıyla kabul edip ?hiçlik içinde hiçlik? yaşanması ile kesin ve keskin kararlarla duyguların nadasa alınması; böylece hayatı belirginleştirmeyi umarken ve bu uğurla yola çıkarken, belirginliklerin gözleri kör edici ışığına katlanılamaması; tüm yaşananlara isim aranırken ağır mağlubiyetin kabulünde geç kalınışın çaresiz kabul edilişi, yine yanlış köşe, yine yanlış kişiye, yine yargılarda klişe oluşmasına engel olunamaması; sevginin ayin, kulakları tırmalayan sessizliğin hain olduğunun pahalı bir şekilde öğrenilmesi sonucu susmanın da bir eylem olduğu kabul edilince sessiz çoğunluk oluşturmak yerine ?çoğunlukla sessiz kalınması? kaba bir düşünceyle kuru bir hayalle işe girişilmesi halinde bile gerçeğin keskin bakışının değiştirilmeyeceğinin bilinmesi üzere, bol keseden atılan tövbelerin, yeminlerin işe yaramamasının öğrenilmesine rağmen, yadsınması; iradenin zaman zaman kiralık olduğunu kabul etmekle birlikte satılık olmadığının hatırlanması; son çırpınışlarla duyguları sistem haline getirmek üzere büyük gayretlerle çalışmalar yapılması; acıları dağıtmada, aşkı çözeltmede ?parça bütün ilişkisi?nin, ?sebeplilik ilkesi?nin ?tüme varım? tümden gelim?in acizliğinin ?üçüncü halin imkansızlığı? kadar net anlaşılması; zaman ve mekan koordinatları ile değil ?zamansızlık?, ?mekansızlık? ve ?kuralsızlık? gibi bir paradoksu içinde barındırması; bilimin reddettiği ?tesadüfler?in hakimiyeti ilan etmesi ?haz? ve ?zevk? ilkeleriyle telepatilerin hüküm sürmesi ve yönlendirilmesi ile bilimsel yöntemlerin iflası ve sadece bir yöntemin yerini hiç kaybetmeden sonsuza dek geçerliliğini devam ettirmesi, onun da tüm ilkelliğiyle ?deneme yanılma? yöntemi olduğunun kabul edilmesi, ve siz avaz avaz kovalarken geçmişi küçük bir ayrıntıda bırakılmanın hazmedilmemesiyle ?Duygu Sorunsalı? adlı yazıyı bilimsel bir edayla yazanlar ve bilinmeyen doğru gidilmesine rağmen bu yazıya hala göz sürüp okuyanlar, bu yazıda küçük bir yerde bile olsa kendine yer bulanlar, yazılanlara dekor oluşturan sokak başında laterna çalan küçük kızdan bile bu sayfaya yakın olmayanlar, üstelik karanlıkta durup mekan aydınlatan ışıkçılar kadar dahi olmadan fon oluşturmak adına bir renk olsa da bazılarının payına düşen adaletsiz üleştirilen ve payınıza düşeni uygun görüp sizin için biçilmiş kaftan görenlere ?siz en iyisi mi yeni bir kitap çıkarın raftan? gibi önerilerde bulunurken, yeni kahramanlar yaratırken kendinize en baştan ve ?yaşamak, yalanlara inanmayı öğrenme sanatıdır? Felsefesini unutmadan, karar verirken iyi düşünün;
?duygu bir ad mıydı, bir tat mıydı??
Yaşam Gazetesi
(25.08.2003)
Yorumun ne olacak?