Değişim hayatın her kertesinde gerçekleşebiliyor.Öyle ki etkiye tepki değil tepkiye etki doğurabiliyor. Tepkiye etkiyi olarak nitelendirmek haksız bir yorum olabilir aslında. Çünkü aynı zamanda reaksiyon da denilen tepki dediğin nedir ki? kendini iten veya sıkıştıran başka bir cisme gösterdiği karşı etki…
Herhangi bir etkiye cevap olarak doğan, genellikle olumsuz söz veya davranışken tepki nasıl olur ki olumlu tepki. Yok yok durun durun daha ilk cümlelerden tepkiye etki geri tepti zannetmeyin.Bu yazı hakkında olumlu tepkiler almalıyım bu durumda hangisi etki hangisi tepki ooff karıştı galiba… Şimdi bu yazı tepki,okuyucuların yorumları ise etki…Ne fark eder demeyin sakın tepkiye etki durumu çok önemli. Bundan kötüsü ise nötr kalma siyasi olma daha bilimsel bir dille eylemsizlik ilkesi gerçi tepkisizlik de bir tepki?
Klasik tepki: “Sıraya geç kardeşim.”
Neoklasik tepki: “Şeker kardeşim sıraya geçiver.”
Realist tepki: “Sıra var.”
Sürrealist tepki: “Sallandıracaksın bunlardan ikisini Kızılay’da bak bir daha yapabiliyorlar mı?”
Romantik tepki: “Beyefendi galiba sırayı görmediniz.”
Modern tepki: “Efendim insanımız eğitimsiz. Halbuki Avrupa’da…”
Postmodern tepki: “Sırana geç lan ayı!”
Uzlaşımcı tepki: “Acelesi olmasa öne geçmezdi, üzmeyin garibi…”
Devrimci tepki: “Altyapı sorunları çözülmeden halkımız sıraya geçmez. Devrim olunca herkes hizaya gelecek.”
Kaderci tepki: “İki dakika fazla beklesek kıyamet mi kopar? Kısmetse hepimizin işi görülür.”
Felsefeci (septik kuşkucu) tepki: “Ön ve arka kavramları görecelidir. O tarafın ön taraf olduğuna kim karar verdi? Öne geçtiğini zanneden, aslında arkaya geçmiş olabilir.”
Kantçı tepki: “Efendim, algılanmayan şeyler yok demektir. Bakmayın o tarafa, adam yok olur.”
Kötümser varoluşçu tepki: “Herkes bir gün ölecek. Onurlu bir şekilde bekleyin. Bir gün o adam da ölecek.”
İyimser varoluşcu tepki: “Sıkmayın canınızı, şu anın tadını çıkarmaya çalışın. Bakın ne güzel hayattasınız ve birileri önünüze geçebiliyor.”
Hümanist tepki: “İnsanlık bir bütündür. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için. Dolayısıyla birimiz öne geçince, aslında hepimiz öne geçmiş oluyoruz.” *
Pascal ?gücü doğuran düşüncedir? derken tamam bu etkiye tepki.Peki ?güneşin varlığına delil yine güneştir? örneğinde nerede etki nerede tepki?Etki tepki mulak görünse de ?delil ararsan güneşten yüz çevirme? ise Mevlana?nın eylem ilkesi .
Yarısına kadar dolu şarap bardağına bakıp ?bu bardak yarısına kadar boş? diye tutturanlar pesimistler; ?en kötü kitabın bile iyi bir sayfası vardır,son sayfası? diyen optimistler, söyleyin; ?yaşamın karşısında ölüm değil,hiçlik? diyen Camus?a ne buyrulur.Yaşam etki ölüm tepki peki hiçlik ne ola ki eylemsizlik ilkesi mi?
Bu nasıl etkileşim demeden hadi gelin tepkileşin.Sanırım haklısınız bu yazıya nötr kalmak en iyisi? Yaşasın eylemsizlik ilkesi…
Hülya YALIM
Bu yazı güzel olmuş. Kısa, açık, net ve Türk toplumunun değil, belkide yeryüzünde yaşayan insan tiplerinin fotoğrafı olmuş. Yazıyı okuyan herkes mutlaka kendini bir sınıfa koyacaktır.
Yarışabilir.
Hoşçakal
Yaşamın bilinmeyen bir başlangıcı olduğunu bilmekle beraber, sonu dediğimizde soruların başlangıcına geliveriyoruz. İlahi mesajlara veya geçmiş kültürlere baktığımızda, ölüm bir bitiş çizgisi değil, sadece yeni bir sürecin başlangıcı. Tabi ki bu başlangıçtan sonra yol ayırımı/ ayırımları olabilir, fakat şu anki konu bu değil. Camus yaşamın karşına hiçlik kavramını koysa da, başkalarına göre de yaşam, hiçlikte, birimin algıladığı küçük bir hiçlik/ varlık dilimi veya anı, ve sonu olmayan(!) bir döngüde, bir sonraki anın, öncesi. Ya da bir önceki anın sonrası… Ve böyle düşünenlere göre önemli olan, birimin bu küçük dilim içerisinde, ortaya çıkarabildiği, ortaya koyabildiği veya geliştirebildiği bilinç, ve bu bilince dayanan davranış ve bu davranışın kalitesi… Hareketin ortaya çıkması canlılık yani hayat ise, ve ortaya çıkan her tavır (ister etki deyin, ister tepki) hayatın ta kendisi olacaktır. Eğer ölüm bir geçiş, bilincin seyahati daim ise, hayatın kendisi esastır diye bir çıkarımda bulunup, hayat baştan sona şiirsel bir etki- tepki manzumesidir diyebiliriz. Bana kalırsa da seyredilmesi, okunması, hissedilmesi ve yaşanması müthiş keyifli ve güzel bir şiir