Ne Yaşamın Kıyısında filminden yola çıkarak alt kültür hakkında sosyolojik belirlemeler yapmaya ne de filmin oyuncularına alacalı sözler edip ince sinema eleştirileri yapmaya niyetim var. Ne de Tüyap Kitap Fuarındaki yeni kitaplara ağız dolusu methiyeler düzüp fuar etkinlikleri hakkında anlamsız lakırdılar etmeye hevesim.
Öyle ?yaşam bir deneyim bari deyin? gibi hayatınızı harekete geçirici iri laflar edecek değilim her hareket bereket olamayabiliyor son tahlilde.
Bilgisiz yaşanabilir mi bundan emin değilim ama bilgi istemiyorum uzunca bir süre mümkünse. Adorno haklı olabilir aslında ?bilgi acıdan başka bir şey vermiyor’belki de.-Kasım da kararsız Kazım durumu sadece kafiye olsun diye değilmiş meğer-. Eeee daha neee? Gelin beni dinleyin durağanlık ve duyarsızlık kavramlarının içini boşaltılmasına hiç itiraz etmeyin.Ne kadar boş yaşarsak ne kadar aptalca şeylerle vakit öldürürsek o kada iyi.
Psişik tahliller edip kendinizi yok yere üzmeyin. Boş insanların yüksek mertebelere geldiklerini sizin ise erdemli ilkeleriniz etik kaygınız olduğunuzdan ötürü bir yerlere gelemediğinizden dem vurup hayıflanmayın artık olan olmuş geçen geçti bile.
Psikolojik destek de almayın boş yere ‘önce bir ölçek pasiflora için sonra uyumadan önce sizi üzen kişiyi hafızanızdan delete edin gitsin’ diyecekler eminim.Evet deyin böyle akıl veren psikologlara ‘olur ama bu akşam izin verirseniz provaya sizinle başlıyacağım tabi ne kadar süreceği konusunda garanti veremem.Sözlerininizin kapladığınız alana bakılırsa…-
Boşluk -zaman; kader- şans; doğruluk- yanlışlık; tartışmaları her defasında daha büyük paradoks yaratıyor birkaç misli fazla.Yalandan da olsa pesimist olmayın optimist olun siz de…Başbakan ?pozitif duygularla doluyum? demedi mi ABD ziyaretinden dönünce. ‘Böyle başa böyle ayak’ olun tatlı limonlar edinin sizde işte.
Başınıza gelen olaylarda hep kendinizi suçlayın ki başkalarına ekşiyecek vicdanınız kalsın.
Bıkmadınız mı yaa şu deprem tusunami ikileminden? Bilgiler de cılız ve çelişkili çoğu zaman.Epikuros ?ölüm varken ben olmam ben varken ölüm olmaz? demiyor mu? Bırakın efendim bırakın dağınık kalsın her şeyy.
Ne kadar dağılırsak o kadar iyi toparlarız belki… Parçaları nerede bıraktığımızı bilmek şartıyla tabii. Hepimiz oyunun içindeyiz ama ben dağıldığıma eminim hatta parçaları bulacağına şüpheli körebeyim. Belki de hayata sobelendim.
Parçaları bulmama yardımcı olacak şu an yazıyı okuyandır ama o olsa olsa saklambaçtaki ebedir, yorum yapan ise beni sobeleyip kendini görebilendir.
Hülya YALIM
Adorno bir nevi haklılık payı war hatta belki de tamamen haklı olabilir. Çünkü insanın daima sahip olduğu kadar derdi var; sahip olduğu kadar derdi, sahip olduğu arkadaşlık,mal,dünyevi hayata dair herşey kdar dert. ondandır Irvın D. Yalom’un ‘Nietzche Ağladığında’ kitabında Nietzche’yi elinde bavuluyla gezen ve hayatına girmiş çoğu kişiden uzak biri olarak tasvir etmiştir…
felsefe bana oldum olası ağır gelmiştir, adorno ve ekipurosun ne dediği önemli değil size ne kattığı önemli hayatınıza pozitif bir yansıması varsa iyi yoksa boşverin gitsin. sobe oynamak eskiden anılarımızda yaşayan oyunlardan artık kimse bu oyunu oynamıyor gerçi sağım, solum sobe diyecek oyunun kurallarına riayet eden nesilde kalmadı. şimdiki nesil sanki başka bir görevle dünyaya gelir gibi gözleri açık geliyorlar, iyi, güzel, doğru olanı kabul edecek sobe diyecek bir şeyde kalmadıki.
Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin.Seçim bizim.
Ütopyaların gerçekleşmesi için çaba mı harcamalı, farklılıkları kabul edip farklı fikirlerin zenginlik olduğu gerçeğine mi sarılmalı. Yoksa herşeyi bir yana bırakıp tüketici, baştan çıkarıcı bolluğa mı sarılmalı. Bunlara karar vermekle başlar herşey. Ama hayat, o kadar karışıktır ki kararını verirsin. Bazen hayatına geçiremezsin. Kararsız, uygulamasız kaldıkça SOBELENECEĞİZ HAYATA…
‘Bilgi güçtür’ modernizmin en önemli çıkış noktalarından biri ama tıpkı momoste adlı kişinin dediği birey kavramı da yine modernizmle birlikte ön plana çıkıyor dolayısıyla bilgi ve birey tabulaştırılıyor tabulaştırılmasına ama Adorno gibi postmedernistler de bunun aksini iddia ediyorlar işte.Bence bilgi kullanabilene güçtür ve öğrendikçe acı veriyor….
aslında bilginin acıdan başka birşey olmadığı konusunda adorno ya katılmamak mümkün değil ama birey efsanesini birey ütopyasını bir daha vurgulayarak hayattan tad almayı düşünmek ne kadar bir arada olabilir düşünmek lazım……….