Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce

ihtimaller

Uzak ihtimal filmini izlediğimden beri, ihtimaller üzerinde düşünüyorum.

Aklıma ?bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin?? şarkısı geliyor ilk önce?

Alnıma yazılı değil ya,alt tarafı  kafama kazılmış bir eser deyip, ihtimaller üzerine düşünce yolculuğuna devam ediyorum.

Bu kelime zihnimde çırpına dururken, hani bu ihtimal kelimesini bana  anlatacak bir deyiş bir söz arıyorum,

Bir müezzin ile rahibenin birlikte olması uzak ihtimal olabilir  ama yine de ihtimal diyorum.

Kim ne derse dersin,  ne kadar kararlı olunursa olunsun,

önceden imkansızlar ve aslalar vardır hayatta?

Tüm hoyratlığıyla son derece katı olan bu imkansızlar ve aslalar,

eriyip ihtimallere dönüşebilir en iyi ihtimalle  zamanla?

Şimdiki aşklar bile ihtimaller üzerine kurulu.

Düşünsenize ?senden hoşlanma ihtimalim var? diyen biri ne kadar inandırıcı olabilir ki?

Sadece aşkı sanmayın; dini de, bilimi de ihtimallerle anlatamazsınız

Felsefe derseniz, olasılık kavramı anlatılabilir ki; anlaşılabileceği yine de  bir olası ?

Acıyı anlatmanın, yaşamadan anlamanın pek ihtimali yoktur,

acı acıdır tatlı olması ihtimal değil.

Yağmurun yağma ihtimali vardır peki ya gözyaşının yağma ihtimali?

Bilemiyorum.

Yaşama ihtimali vardır, ama ölme ihtimali yoktur.

Sizinde gördüğünüz gibi ihtimal kapalı bir ifade olmasına rağmen ümit vaat ediyor sanki.

İhtimaller yine de umut verir her ne kadar ışığı zayıf olsa da.

Ama yine de umuttan daha yakın gibi duruyor?

Kendinden geçme ihtimali vardır, kendini bulma ihtimali yoktur.

Sözünden  dönme ihtimali vardır, yerinde durma ihtimali yoktur.

Söz ihtimaldir öyleyse ya yazı?

Yazı ihtimale mahal bırakmaz.

Şarkı ihtimaldir.

Tatil ihtimaldir.

İnsan ihtimaldir.

İhtimaller ihtimallere tabidirler.

Yüksek Sadakat ?ı dinliyorum tam da şu an radyoda söylüyor,

?birak beni bogulayim
gözlerinin tam içinde
dibe vurup dagilayim
ihtimaller denizinde??

Kulağımda ?ben senin beni seve bilme ihtimalini sevdim? adlı dize asılı duruyor ihtimaller dahilinde elbette?

?Bize kalan ihtimallerdi
Yaşamaya yetecek ihtimallerimiz var mı??

Fakat İhtimalden kötüsü ihtimalin olmaması?

Hülya YALIM

www.hulyayalim.com

6 yorum yazıldı

  1. Hülya Yalım dedi ki:

    Paylaşım için teşekkürler eskidost fakat sanırım yazının adının ?Dönme Cam Batar Ayaklarına..?
    yazarın Emre Kalcı olduğunu belirtmeyi unutmuşsunuz.
    Yazının tamamını merak edenler için:
    http://209.85.129.132/search?q=cache:LCJwKBB1ZL8J:www.yorumla.net/hayata-dair/762820-donme-cam-batar-ayaklarina.html+Eskiden+ucuz+t%C3%BCkenmez+kalemler+vard%C4%B1&cd=5&hl=tr&ct=clnk&gl=tr

  2. Eski Bir ''Dost'' dedi ki:

    Eskiden ucuz tükenmez kalemler vardı,tükeneceği bilinen,bitmeden haber veren,ucunu nefesle ısıtınca hiç olmazsa birkaç cümle daha götüren!SevgiLim, eski sevgiLim!…Bittiği anda biten bir tek seni tanıdım…

    Yaşamak küçük insanların büyük izler bıraktığı bir oyuna benzer bazen.Bittiği zaman eve dönemediğimiz, kaldığı yerden devam eden; insanların ya birbirleri için hayatta kaldığı,yada birbirleri için hayattan kaçtığı bir oyun… Iki yarım kalmış öykünün kaçak aşıklarının buluştuğu,buluşanların gözyaşı bölüştüğü ve her sevişenin gün gelip mutlaka dövüştüğü hayatın, yarısı uğurlamak sanki?
    Doğaçlama acıların en çok yakıştığı yer, aşk? Aşkın sokağı çıkmaz sokak!!Sokakları yıkayan gözyaşlarının nedeni belliydi. Herkes hayatta birileri ile karşılaşır ve artık azalmaya başlar. Seni tanıdığımda anlamıştım bunu. Kışta kar’ın öncesi nasıl güneşse, sende de aşkın arkası öyle savaştı….Söz aşktan açıldığında göz herşeye kolayca kapanıyordu seninleyken.
    Aşk da aklımı kullanamıyordum ben, sadece sevmeyi becerebiliyordum…

    Ateş açtığın,kanattığın ve sonunda dönup bakmadığın yaralarımı kendim öup okşuyor,sabahları öyle başlıyordum yeni güne. Yaralı olduğumu biliyordum,birtek ne kadar döküldüysem ortalığa,o kadar çalındığımı,kalanları toplasam yeniden bir ben daha etmiyeceğimi?
    O yüzden parçalarımı yapıştırmayı denemiyordum, iyileşmek diye birşey varmıydı onu da bilmiyorum.En güzel yalanları kendime söylemeyi öğrenmiştim. Sihirli bir lambaydın sen ama ne senden cin çıkıyordu ne bende aşk bitiyordu.
    ‘Gittiği yere gidiyordu bu aşk, sadece gittiği yere gidiyordu…’
    Hayatıma taşınan ve zamanla aşınan herşeyin tersine sen durmadan çoğalıyordun….
    Gün geçtikçe yaram azdı,camdaki kelebeğin kanadını kıran çocuk,aşktaki geleneğin canını yakacağını bildiğinden yaramazdı. Böyle durumlarda bir şeyler düşünmek hiç işe yaramazdı diye söylenip duruyordum…Sever,gelir,gider, anlar?.

    Her yönüyle duygulanan birinin hiç ağlamamış biriyle ilgili geniş zamanlı cümleleri sevmesi komikti biliyordum ama ben gülemiyor yalnızca ağlıyordum.
    Sevmek bazı insanlarda tek başına işe yaramıyordu.İyi kalbi keşfedilmemiş ve umudunu kelimelerdeki ?ecek ?acak eklerine bağlamış insanlara tokat atmaktı sevap. Kendi yanağımı kendim kızartmıştım.

    Boşunaydı dersler,sınavlar,testler? Notlar hep sıfırdı?
    ”Aşk en çok yukarıdakilerden hangisi dedim , A şıkkıydı her zaman aşk!! Boş bıraktığın soruydu.
    ”Aşk en çok aşağıdakilerden hangisidir diye sordum, D hepsiydi cevap seçemedin doğruyu?
    Sınıfta kalmalıydın sen?

    Ben unutsam sen gitsen unuttum gitti diyecektim herkese,böyle kolayca yalan söyleyecektim her sorana. Ama bana kim doğruları söyleyebilirdi ki kendimden başka? İçimden bir ses yaralıyordu hep beni: senin sevgin onun yüreğinde büyüsün, o senin kollarında başka rüyalara uyusun,ayip sana yaptığı!! Ayiptı bana yaptığın?
    Içime akacaktı zehir, dışına taşmıştı çünkü, ayrıntıları unutacak kadar kaçmak istiyordum senden…
    Vurgunluk halinde durgunlaşan yüreğim, herşeyi duygulara feda edebilecek kadar saftı hala…
    Üstelik tüm biriktirdiğimi sende harcamış,tüm benliğimle teslim olmuştum sana.

    Ben seni tanıdıktan sonra aşkta el değiştirme mevsimi gelmesin diye dua ederken, senin gömlek değiştirme mevsimin bana denk gelmişti. Buydu en acı olan…
    Aşk’ın eşittir olarak kullandığı işlemlerde neden sonuç hep kesirli çıkar öğrenmiştim.Yaptığım tek doğru şey, en büyük yanlışımdı benim. Çünkü yanlış birini doğru bir aşkla sevmiştim.Yanlışlar doğrularıda alip götürdü hep?

    Kendime söyleyecek çok lafım var,sana söyleyecekse sadece birkaç satırım… Benden uzak yeni yerlerde, orada doğmuşcasına tanıdık dur artık? her gördüğüne selam ver, yanına her gelene çocukluk arkadaşınmış gibi hemen alış, dök içini iyi tanıdığın yabancılara, imren gördüğün en uyumsuz aşklara!

    Yeterki bana kalbimi kırdığın yoldan geri dönme cam batar ayaklarına!..

    Bir yerlerde bitiyor ağızda söz, hayatta umut, yürekte aşk.. Elinde kalemle başbaşa kalıyor insan ; hani o bitmeden haber veren, ucunu nefesle ısıtınca hiç olmazsa birkaç cümle daha götüren? ANLADIM KI SEVGİLİM, seninle birtek cümleyi dahi tamamlayamamışım ben!

    Giderken en sevdiğin şarkıyı söyle bana, benim en sevdiğim şarkı olmasın ama

    ELVEDA??

    Selamlar olsun..

  3. Hülya Yalım dedi ki:

    legri Ölmek de bir ihtimal elbette Legri,
    ancak yaşamanın ihtimalini yüzdeyle verirler de ölmenin ihtimalini vermeye yüz tutmaz. Öyle bir kişiyi örnek göstermişsiniz ki,yaşam ve ölüm arasında birkaç kötü deneyim sonrası Nirvana’ya kendini bırakan Kurt Cobain.
    İntihar konusunda Kurt kocamasaydı yaşamda bir ihtimali kalmıştı kanımca,
    FENAFİLLAH!

    Dostça kal!

  4. legri dedi ki:

    Ölmek de bir ihtimal değil mi?
    Bugün Kurt Cobain’in intihar mektubunu okudum. Hayata dair tüm heyecanını tutkusunu yitirmiş, hiçbirşeyden keyif almayan ve kendisine çok benzeyen çocuğunun onsuz daha iyi büyüyeceğini düşünen, Freddie Mercury’ye hayran ama alkışlardan onun kadar zevk almayan, hiçbirşey hissedemeyen bir adam, acılarının son bulması ihtimali ve ümidi ile yaşamına son vermiş.
    Öldükten sonrasının yaşarkenkinden iyi olacağını düşünüyorsak o da olumludur ve senin ihtimal tanımına girer diye düşünüyorum Hülya, sen ne düşünürsün.

  5. Hülya Yalım dedi ki:

    Gilmansah ihtimalin olmaması ,karanlık da kalmak olmalı,
    elin kolun bağlı olması demek olmalı,
    ihtimalin olmaması,son nefesin kalmaması, son damlanın tükenmesi, son sözün olmaması demek olmalı … Ne güzel deyinmişsiniz ‘olmak ya da olmamak …’ da iki türlü ihtimal sahiden de Gilman ama neyse ki sizin gibi dostlarımız var da ihtimallere varmadan sonuca varmıyoruz.

    Teşekkürler!

  6. Gilmansah dedi ki:

    İhtimaller olmazsa sanırım umutlar da olmaz. Ayakta durmamızın, yaşama tutunmamazda ihtimallerin gerçekleşmesi umudu vardır diye düşünüyorum.
    Yazıyorsam, belki iyi bir yazar olabilme ihtimalini,
    Çalışıyorsam, zengin olabilme ihtimalini,
    Seviyorsam, ilgi gösteriyorsam kavuşabilme ihtimalini…
    vesaire, ilaahir, etc…
    İhtimaller, olmayan ama olabilmesi mümkün haller… Umutları besleyen ihtimaller… Yazarım diyor ki; “ihtimalden kötüsü ihtimalin olmaması…” Ve ben diyorum ki, uğraşların tümü; “ihtimallerin olabilecek olması…”
    İşte ben; “ihtimallerin olabilme ihtimalini sevdim…”
    “… to be or not to be” diyen dünya vatandaşı, acaba ihtimalleri düşünerek mi tarihe geçmişti… Hadi yazarım! İhtimalin olmamasını nasıl açıklayacaksın biraz daha anlatmak adına…
    for explanation adına aydınlat lütfen!.
    Unutmadan; sitenin yeni görünümü çok hoş olmuş… Nice beraberliklere…

Yorumun ne olacak?