Oyun oynamayı kimden öğrendik, çocuklar mı yetişkinlerden, yetişkinler mi çocuklardan?
Kim kime öykündü insanlar mı hayvanlara, hayvanlar mı insanlara bilinmez.
Hayatın kendisi bir oyun fakat bu oyunu iyi bir ele sahip olanlardan ziyade kötü bir eli iyi oynayanlar kazanır aslında.
Dolayısıyla oyun yaşamımızın her anında var. “Ağır ol sana molla desinler” kültüründen gelip de oyun oynamanın ciddiyeti üzerine bir şeyler söylemek hiç kolay olmuyor doğrusu ama ilk önce oyunun kurallarını öğrenmeli, sonra da herkesten iyi oynamayı.
Bakın Jean Paul “oyun insanın ilk sanatıdır” diyor. Ferdinant Stangel’ göre ise oyun hayatın kuvvetlendirilmesi ve tamamlanmasıdır.
Bizde de enfes sözler deyimler vardır oyun üzerine “karamanın koyunu sonra çıkar oyunu,yenik pehlivan oyuna doymaz” diye.
Dar anlamda oyun, boş vakti değerlendirmek için yapılan eğlendirici bazen de öğretici faaliyettir.
Tribünlere oynamak “ali cengiz oyunu” oynamak kapı gıcırtısına oynamak gibi türleri dışında çeşitli oyun türleri vardır:
çocuk oyunları, spor oyunları, kumar oyunları, dans ve halk oyunları,tiyatro oyunları, bilgisayar ve video oyunları, satranç,dama gibi masa oyunları,bulmacalar ve zeka oyunları.
Demek ki; yaşamımızın her adımında kültürümüzün her evresinde oyun var diyebiliriz. -Devamı »