Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce
Düşünceler Düşünce » 'Kitap' kategorisine ait yazılar (Page 2)

Adı yerküre olan gezegenden dünyaya ineli birkaç gün oluyor. Neyse ki bu gezegende de yerçekimi kanunu olduğundan dünyaya tekrar ayak bastığımda zorluk çekmedim.  Bu Anakara’da   gezinti yaparken şair filozofları ile bilge gezginler arasında zaman kavramını yitirmiş olabilirim yine de. Belki de “geçmiş, şimdi , gelecek bir yanılsamadır.” 

Aslında şairler öldürülmeseler  bu yerkürede  Einstain  olmadığından mıdır bilinmez zamanın vazgeçilmez olduğuna pekiala inanmayabilir insan.

 Bir zaman hırsızı şairle ışıkhızıyla değil sözcükleri takip ede ede gittim bu gezegene. Zira bu yerküreye gitmek için herhangi bir vasıtaya binmek gerekmiyor, öyle astronomik ücret vermek yerine sadece Murathan Mungan ‘ın değişiyle otuz yılın hatırına ilk yüz sayfayı okumak yeterli hepsi bu kadar.

Akıl asıl kendine oyun oynamaya başladığında tehlikeli olmaya başlar diyen Murathan Mungan ‘nın Şarin Romanı adlı yazdığı son kitaptan söz ediyorum. Mungan belli ki bu oyunu sadece kendisiyle değil okuruyla da oynuyor.

“Gerçek dediğin inandıklarımızdan yapılır zamanla… Yerküre varolduğu için değil biz inandığımız için var.”

 Ayşe Arman ‘ın  kitap hakkındaki müthiş kurgulu, sürprizli, oyuncaklı, bulmacalı sözlerini doğrulayan sözler bunlar. -Devamı »

Yaşadığım günlerin  yol haritası ajandamda günler  atlasa dönüşmüş bu aralar. Yaptıklarım  ile  yapmak istediklerim bazen demir atıp, bazen de açıklarda iç içe seyir halinde, birbirlerinden bağımsız hareket edip duruyorlar vira vira?

Son günlerde hep  Duman şarkısını  Halit Sezai ? den dinlemişim mesela.

Hasan Ali Toptaş ‘ tan, onun büyülü sözlerinden öylesine etkilenmişim ki ; kıskanmak ile gıpta etmek arasında gidip gelmişim.

Defne Joy Foster ? ın ölümüne sandığımdan daha çok üzülmüşüm galiba.

Tunus ve Mısır ‘ daki  ayaklanmalardan yola çıkarak,benden başka Arapların da devrimci ruhu olduğunu farketmişim.

Son zamanlarda kanser hastalığını duymaktan ikrah etmişim.

İnsan hakları hakkında methiyeler dizerken “sadece hümanist olacak kadar düşük değil IQ seviyem” diyen Küçük İskender ‘ i sinsice takdir etmişim. -Devamı »

Ben insan hakları üzerine yazılar yazıp kelimeleri adeta cımbızla çekip ince ince dizmeye çalışırken istiridye içinde büyülü bir inci gibi küçük minik ve bir ajanda gözlerimi aldı.

Geçen sene inanç konusunu ele alıp İLLALLAH ! adı altında ajanda çıkaran Metis Yayınları bu sene Irkçılığa Ayrımcılığa ve Nefret suçlarına Karşı konusunu ele almış.

Hayır elbette anlaşmadık işin aslı tam yanına rast geldi eh ben de manzara koydum. Dolayısıyla çok mutlu oldum hem seçtikleri konuya hem de zamanlamasına…

Öyle ya tam da bu konulara eğilip üstelik bu konu hakkında iki yazı yazmışken akabinde 2011 ajandasında bunu görmek  ödül gibi geldi bana. Bu konuları kendime dert edinmekte haklıymışım demek ki dedim.

Ajandada yer alan önemli belirlemelerden biri  ırkçılığın süreç içinde farklılıklar gösterdiği; değişimin asıl kaynağı ise kapitalizmin gelişimi yönünde.

Buna göre önceden ?biyolojik? özelliklere vurgu yapan biyolojik ırkçılık yaygınken,günümüzde göçmenler ve mültecilere yönelik ?kültürel? özelliklere vurgu  yapan kültürel ırkçılık egemenlikler söz konusu ki çok iyi bir saptama bu bence,ben de yüzde yüz katılıyorum. -Devamı »

Sevgili hocam, Betül Çotuksöken?in İnsan Hakları ve Felsefe adlı kitabını incelemeye kaldığımız yerden devam ediyoruz.

AYIRIMCILIK, insan haklarını korumanın önündeki en büyük engellerden biridir demiştik. Ayırımcılık tarihte 1215 Manga Carta gibi kırılma noktaları yaşasa da; ,günümüzde de  en temel insan sorunlarından biri olmaya devam etmektedir diyen Çotuksöken?e göre;

Eylemin davranışın taşıyıcısı bireydir, kişidir, bu nedenle hakların korunmasında genel çerçeveyi her tek bireyi kişiyi yetiştiren biçimlendiren genel toplumsal/kamusal yapı olmakla birlikte son noktada eyleyen tüm ilişkileri kavramları değerleri dil durumuyla bireydir/kişidir.

Hemen belirtelim Betül Çotuksöken , bireyin değer yaratmasıyla kişi, kamusal/hukuksal ilişkiler ortamına  girmesiyle de yurttaş olduğunu belirtir.

Ona göre; tüm tutum ve davranışları toplumla  kamuyla bağlantılı olduğuna göre toplum ve ayrıca  kamu bireyi/kişiyi/yurttaşı kuşatan çevreler/çerçeveler olduğuna göre önünde sonunda özellikle hukuk yoğunluklu düzenin hakların korunmasında ne denli ağırlıklı bir sorumluluğun olduğu açıktır.

-Devamı »

Yaratıcılık  anlık parıltı ve ışıltılar halinde gelişiyor insanların bu parıltıların farkına varmaları ve bunların zaman kaybetmeden kaydetmek gerekiyor.

Tarihte yaratıcılıkları ile damga vuran bireyler incelendiğinde bu kişilerin pek çok ortak özelliğe sahip olduğu saptanmış.

Bu doğrultuda yaratıcı kişi:

Statükoyla mücadele eden

Meraklı ve sorgucu

Vizyon sahibi

Hayal kurma yeteneği güçlü

Risk almasını bilen

Mücadeleci ve vazgeçmeyen

Gözlemci

Eğlenceli ve esprili

Esnek ve uyumlu

Sentezci ve yenilikçi

Ayrıntılardan hoşlanan

Belirsizliği kabul etmeyen

Öğrenmeye bağlı yardımlaşmaya açık

Düzensizliğe karşı toleranslı

Pozitif ve sevecen

Zihni sürekli bir şeyle meşgul

Sorun ve eksikliklere karşı duyarlı,zor işlerle uğraşmaktan haz alan

Meydan okuyucu bir kişiliği temsil ediyor.

-Devamı »