Son zamanlarda hemen tüm dertlerin acıların elden ele dilden dile göçebe yegane ilacı var.
Lokman Hekim’in ölümsüzlüğü bulduğuna inanılan ve neyse ki kaybolan formülünde “bu ilaçtan muhteva bir kaç karışım vardır herhalde” diye düşünmeden edemiyor insan .
Hacamat akapunktur bu ilacın yanında hak getire…
Görülen o ki bu ilaç araba kullanırken kullanılabiliyor allah aşkıyla yanarken de hatta içkiliyken de …
Doz aşımı ise hiç sorun olmuyor, çünkü kullanan kişi bunu hiç fark etmiyor…
Prospektüs gerektirmeyecek kadar kullanımı basit… Bu ilaç normal bir ilacın aksine endikasyonları gibi sadece sözlerden oluşmuyor şimdilerde daha çok resimle söz birlikte kullanılıyor…
Eskiden kıssadan hisse tadındayken şimdi uzun lafın kısası gibi…
Yalnız bu ilacın yan etkileri üzerinde yazmıyor dolayısıyla kullanıcı da kullandıkça zararının farkına varamıyor fakat ciddi ciddi bunu alışkanlık ediniyor. -Devamı »
Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine işyerinde bir koltuk üzerinde sallana sallana meditasyon yapmaya çalışırken, bu yazıyı yazarken buldum kendimi…
sözler başını alıp gittikçe tutmakta güçlük çekiyorum…
Yazı yazarak rahatlamanın adı var mı bilmiyorum…
Kendi sözcüklerimi içimde bırakırsam zehirlendiğimi hissediyorum, bunu iyi biliyorum.
Medikalden meditasyona geçiyor gibi hissediyorum, “medi……..” bulmuş kelime türevlerinden kelimatör oyunu oynuyorum adeta…
Düşüncelerin derinliğine kaptırmadan kendimi meditasyon yapıyorum..
Nefes alıp verdiğim anda düşünmeyi bırakıp düşüncenin bizatihi kendisi oluyorum…
Düşünce olmak meditasyon programında olmadığından, belli ki meditasyondan zihne doğru sapıyorum…. -Devamı »
Dünyanın soldan sağa döndüğü söylenir.
Yazı dilimiz soldan sağa ilerler…
Bulmacalar da soldan sağadır.
Her hangi bir tempo tutturmak için sol sağdan önce gelir ” sol -sağ sol- sağ “denir.
Fakat tarihler boyu istisnasız tüm dinlerde , solak olmak şeytanla arkadaş olmaktır.
Bugün Dünya Solaklar Günü…
Ve 13 Ağustos’ta kutlanıyor düşünsenize…
Ayın 13 seçilmiş kim bilir belki de bile-bile…
Asabi mizaçlı birinin kendini o gün kötü hissetmesinin nedeni; ” soldan kalkmış olması” olarak gösterilir.
Sağ elini kullananlara göre düzenlenmiş bir dünyada, solak azınlığın çektiği sıkıntıları anlatmakla bitmez.
İflah olmaz bir solak olarak hem okulda hem de ailede , itiraf ediyorum ben de solaklığımdan dolayı çok çile çektim. -Devamı »
Olimpiyatların rüya gibi açılışını izlerken kendi kendime sordum; “olimpiyatlar mı daha zevkli yoksa festivaller mi?”
Aslında bu bir bakıma sporcu ile sanatçıyı da karşı karşıya getiren bir soru.
Gerçek şu ki ikisi de zor ve meşakkatli.
Sadece seyirci olmak için bile yüksek meblağlar ödendiğine göre, sporun ve sanatın
sadece maddi değil manevi boyutu olduğunu herkes kabul eder.
Bu zorluğun üstünde zevki olduğu kesin, kazanımları ise hayli fazla.
Aksi olsa bu kadar kişi her şeyden önce zamanını ve gönlünü bu işe verir miydi?
Günlerdir arama motoru Google ‘nun açılış sayfasına olimpiyatlarla ilgili çeşitli logolar kullanırken,
bugüne dek herhangi bir festival logosu Google’ın Doodle’ı olmaması dikkatimi çekti.
Dolayısıyla her ne kadar farklı kulvarlar olsa da ; bunun nedenini araştırmak ve aralarında ortak özellikleri de bulmak adına; kendimce küçük bir karşılaştırma yaptım.
Buna peki ala gözlem de denilebilir.Taraf olduğum için tercih hakkımı sona saklıyorum elbette.. -Devamı »
Kurak bir gün sonrası serin gecenin ez cümlesiyim,
sözlerim kayıp…
bir şarkı sözü var aklımda ,içimden söylüyorum melodisine uyup…
inanamıyorum resmen bu ekolali durumu….
Tanrım bu iğrenç şarkıyı zihnimden sil…
Hayal dünyasının zavallı çocuğu Pepe zihnimde anlamsız bir şekilde tekrar ve ağır çekimle de
ağlıyor. Hem de “Pepe Pepe çok ağlıyor…”
Yaşamın hızlı akışına mola vermek istediğim ilk anda “Pepe Pepe çok ağlıyor…” sözü dilime dolanıyor.
Bu kadar sinir bozucu sözleri üstelik ritmiyle birlikle zihnim acaba niçin tekrar edip duruyor?
-Devamı »