Kurak bir gün sonrası serin gecenin ez cümlesiyim,
sözlerim kayıp…
bir şarkı sözü var aklımda ,içimden söylüyorum melodisine uyup…
inanamıyorum resmen bu ekolali durumu….
Tanrım bu iğrenç şarkıyı zihnimden sil…
Hayal dünyasının zavallı çocuğu Pepe zihnimde anlamsız bir şekilde tekrar ve ağır çekimle de
ağlıyor. Hem de “Pepe Pepe çok ağlıyor…”
Yaşamın hızlı akışına mola vermek istediğim ilk anda “Pepe Pepe çok ağlıyor…” sözü dilime dolanıyor.
Bu kadar sinir bozucu sözleri üstelik ritmiyle birlikle zihnim acaba niçin tekrar edip duruyor?
-Devamı »
Tam daiçimdeki manik depresif durumlara dinginetki yaratması adına, müziğe sarılıp ondan medet umacakken; “Müzik Terapi” adlı yazıyı yazdığımın ertesi günü, pop müziğin tartışmasız efsanesi MichaelJackson’ın zamansız ölüm haberi ile terapinin geçerliliğinin yanı sıra, zamanlaması da önem kazandı iç dünyamda?
O kadar ani oldu ki,ölümünün ardından ne kadar çok istesem de, bir türlü adına tek bir satır dahi yazı yazamadım.
Buselik makamında Michael?dan geçme faslında MaJörler tükenipte minorlere yolculuğa geçince, tam da Moonwolker yürüşünde olduğu gibi, hayatta ilerlediğini sanıp, yaşam olarak gerilerken; Mevlayı da belayı da müzikle arayanlardan biri olarak, onun yokluğuna hiç olmazsa bir yazıyla mum yakmam gerekiyor diye düşündüm yinede… -Devamı »
İçimdeki buhranı dindirmek adına, müziğe vurdum kendimi a dostlar… Yaşamın med cezirlerini,psişik gelgitlerimle, birbirlerine karmak adına; Allah ne verdiyse her telden çalıyorum. Müzikopat mı oldum ne?…
Müziğin endorfin salgılattığını ve olumlu duyguları artırıp, korkuyu ve kaygıyı azaltığını,kalp ritmini düzenlediğini, kan basıncını düşürdüğünü, biliyor muydunuz bilmem ama; her derde deva müziğin bundan da öte, terlemeyi azalttığı, nefesi dengelediği, bağışık sistemini güçlendirdiği görüşünden eminim çoğunuz bihabersinizdir? -Devamı »
Babylon?daydık. Mısırdakinden daha sıcak bir gecede. Hristiyanlığın başlangıç yıllarında piskoposluk merkezi olan Babylon Mısırda Yunan kökenli bir kent. İstanbul?daki Babylon ise Beyoğlu Asmalımescit?te bu kentin müzik şubesi.
İşte burada ilahi bir dekorda başladı semaya yükselmeler. İnişler hayli zor oldu bazen. Babylonda semaya Sema?yla çıktık. Aslında Sema kat kat dolaştırsa da bizi daha çok arafta tutar gibiydi. Bu kadar büyük bir sese o kadar küçük geliyor ki bu isim Sema… Semanın neyse ki her yeri kaplayacak kadar büyük anlamı var. Sema uzun yıllar müzikle uğraşmasına rağmen, ne yazık ki yeterince tanınmıyor henüz.
Farklı bir saundla müzik yapması değil onu özel kılan. Ya da zengin repertuara sahip olması da Sema?yı belki benim diyen sanatçıdan ayıran özellik olmayabilir. Türkülerden, şarkılardan, şansonlardan, balatlardan, tango ve ilahi eserlerden türlü örnekler verebilmesine rağmen hem de. Üstelik ?yakında hipop bile yapabilirim? diyecek kadar kendinden eminken. -Devamı »
Eurovision Şarkı Yarışmasının Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de dün yapılan yarı finalinden sonra, anladık ki bu Erovizyon şarkı yarışması falan değil; buna kültür erozyonu yarışması demek daha doğru olur.
Türkiye’yi ‘Shake It Up Şekerim’ adlı parÇasıyla temsil eden Kenan Doğulu, finalde yarışma hakkı kazandı kazanmasına ama ancak dokuzuncu sırada yer alabildi. 12 Mayıs Cumartesi günü yapılacak finalde yarışacak 24 ülkenin arasında yer alacak. Kenan cumartesi günü 22. sırada sahneye Çıkacak. -Devamı »