İsyan çıkardı benliğim teslimiyet anlaşması tek taraflı da olsa az önce fes edildi. Tehdit aldım çevre uzuvlardan aldırmadım çünkü; pabuçlarım ziyadesiyle kaygan. Kayıp saatindeyim aklın, duyunun, duygunun, ilimin, bilimin değerin, ederin… Sade bir küfürü bin fersah biçip; öve öve; evire çevire; eder ha ederim. Aşkın bir güç dayandı dilime pelesenk. Ayrı ayrı yerlerde parçalanıyor fikirlerim. Huniden süzülüp akarken geceye, kum saati gibi değil palas pandaras akıyor zaman…
Lekesiz bir düşü uçurdu gözümden isyan büyüdükçe büyüyor. Duvarı bile delip geçer benliğim ki ekolu bir sestir . Nasıl dersen ? Hayat gibi. Bazen içinden dışına bazen de dışından içine? Duyabilene solo duyurana serenat. Yüzeyde mi kaldı ?esfelis sefiline? mi indi arşa mı çıktı? Söz ağızdan bir kez çıktı. Yüzleş kendinle yüzdür dertleri akıntıya kapılma zamanıdır artık.
Meyil verme dense de bir şeyler dengeyi bozar.Birileri gelip simgeyi en olmaz yerindendeşer . İnsanoğlu ne de olsa şaşar beşer. Şaşalda fırtına estirdin sandın. Oysa rüzgârgülü bile senin kadar suskun süklüm püklüm durmazdı eğer yağmur yağmasaydı.
Mitolojiden beri değişmedi üzerine düşen görev. Kurgulandığını bitim zilini duyunca anlayacaksın. Bu ne kötü senaryo… Bu ne pervasız rol? Yaşamak için öldürmeye gitti başrol…
Şölende de matemde de gözlerin hep dolu. Her iki durumda da yaşsın. Islanırken titrerken ruhun üşürken derinden her durumda hep mendil var elinde çok amaçlı nesnen. Yaşamın tam ortasında çalıyor siren. El üstünde dolaşırken beynine vurulurken tırpan “kendi omzuna tırman” diyenleri dinlemediğine hayıflanacaksın yükselirken mendiller dolacak her yanına…
Salla mendili sal kendiniel salla… Cenaze alayına…
23 Mart 2007
Hülya YALIM
Yorumun ne olacak?