Değişen durumlar ve niteliklere karşı kalıcı olan; kendi kendisiyle, kendi kendinde var olan şey cevher, felsefede ?tÖz? Öz ile aynı anlamda kullanılır.
?Aynaya bakarken nasıl görünüşünü seyrediyorsa insan, kendi düşüncesinin içine bakarak da Özünü seyredebilir.?Spinoza?ya göre ise, ?Öz? varoluşu için başka şeye gereksinme duymayan şeydir.
Bütün insanların içinde ayrı ayrı nice özler, cevherler vardır. Bu cevherlerin niteliğini bozmadan oluşturmak ve doğru zamanda tıpkı bir ?Gizil Güç? gibi açığa çıkartabilmek önemli iştir.
Fakat asıl mesele, bir insanın kendi kendini oluşturabilmesidir. Kaldı ki, bu hiç de kolay değildir, ?kendinde olmak,? kendi gibi olmak.?
Konfiçyüs?e göre; ?Bilgi insanı kuşkudan, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkudan kurtarır.? Gelin görün ki, bu bilgiler her şeye yetmez, ?kendi gibi olma?ya dokunamaz bile.
?Bireylerin tüm yaşamları boyunca verdikleri kararların en basitleri bile, bazı değer yargılarının katkılarıyla oluşur. Her karar bir seçimdir. Birey yaptığı her seçime kişiliğini koyar.
Dolayısıyla da, birey seçim yaparken de bilinçli ya da bilinçsiz olarak;
1- Estetik (güzel, çirkin, çekici, itici),
2- Mesleki yaratıcı, özendirici, gerekli),
3- Mantıki (tutarlı, tutarsız, ölçülü, ölçüsüz)
4- Sosyokültürel (verimli, verimsiz, Çalışkan, tembel)
5- Ahlaki (dürüst, ahlaksızlık) değerlerini harekete geçirir? diyor sevgili hocam DoÇ. Dr. Atilla Girgin ?Yazılı Basında Haber ve Habercilik Etik?i? adlı kitabında.
Kişi, içinde bulunduğu ortamın ve koşulların ürünüdür elbette. Ortamı oluşturan doğal ve özgür koşullar, kişinin yetişme ve oluşumunda birinci derecede etkilidir.
Burada en büyük iş, ebeveynlere düşmekte…
Çocukların psikolojik durumlarını ele alarak onlara her şeyden nce mutlu olacakları kendilerini iyi hissedecekleri meslek, iş, hatta eş, seçiminde gerekli koşulları hazırlamak ve her türlü olumsuzluklarda bile, aldıkları kararlarda yalnız bırakmamak, onlara en büyük destek olur her halde.
Bu anlamda, insanları en küçük yaştan, yani; çocukluktan (kişiliğin 5 yaşında oluştuğunu da düşünürsek), hatta bebeklikten itibaren periyodik bir çizgi içerisinde takip edip yönlendirmek gerekebilir.
Ancak, bu yön vermekle bir bakıma yönlendirirken o kişinin yetenekleri göz ardı edilmemelidir.
Diğer yandan da, sadece kendi kalıplarına sığdırmak adına çocuktan yapabileceklerinin çok üstünde şeyler istemek, sınırlarını zorlamak ya zaman kaybı ya da yıkıntılara gebe olmaktan öteye ne yazık ki, gidememektedir.
?Geçmiş deneyimlerimiz ve yaşadığımız olaylarla biz tek başımızayız ve kendimize benzer bir başkası olamaz? öncelikle bunu unutmamamız gerekir.
?çocuklar doldurulacak kap değil; ısıtılacak birer ocaktırlar.
?Dünyada değiştirilebilecek daha iyi yapmayı başarabilecek ilk ve en mühim kimse kendinizdir, çocuklarınız değil. Yanlış anlaşılmasın; davulcuyla zurnacıya bırakın demiyorum (üstelik Ramazan ayındayken hem de!) belirli dönemlerde en azından reşit olana dek denetlemeler, yönlendirmeler olabilir. Ancak, yetişkin dönemlerinde onlara en büyük hediye, kendi seçimlerini yapmalarına ve kendi gibi olmalarına izin vermektir.
Hamiş: ?Çocuklar, hayat piyangosunun çok pahalı alınmış biletleridir. Bu bilete büyük ikramiye vurması veya boş çıkması sizin elinizdedir? Dr. Stekal.
(10.11.2003)
Hülya Yalım
Yorumun ne olacak?