Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce

attach.phpMİLLİ BİRLİK DÖNEMİNDE BASIN

1.1.1. Basın Mensuplarına İspat Hakkı Tanınması

Demokrat Parti Döneminde gazetecilerin yazdıkları yazı ile ilgili suçlamaları ispat etme hakkı tanınmıyordu. Dava açılması halinde mahkemelerde ispat etme imkanlarından yoksun olan gazetecilerin bu konudaki itirazları sonucu değiştirmiyor, çoğu kez suçlamaların cezasını hapislerde çekiyorlardı.

Milli Birlik hükümetleri döneminde basın alanında yapılan en önemli işlerden biri de gazetecilere ispat hakkı tanınmasıdır. Kanunda yapılan değişiklikleri ve hangi hallerde ispat tanınacağını şöyle sıralamak mümkündür:

Sanık beraat etmek için isnat edilen fiilin (yüklendiği eylemin) doğruluğunu kanıtlamak isterse bu iddia kabul olunmaz. Ancak;

– Saldırıya uğrayan kimse bir memur veya kamu görevlisi ise, yüklendiği eylem (isnad edilen fiil) o kişinin memuriyetiyle veya kamu hizmetiyle ilgiliyse,

– Yüklenilen eylemin isnad eylemin ispatında kamu yararı bulunduğuna mahkemece karar verilmişse, ispat hakkı kabul edilir isnad ispat olunur ve saldırıya uğramış olan kişi mahkum olursa, sanık hakkındaki dava ve ceza düşer. Ama isnat ispat olunmazsa sanığın cezası yarısı ölçüsünde arttırılır. Gazete veya dergi sahibine de de 10 bin liradan 25 bin liraya kadar para cezası verilirdi. İspat hakkı ile ilgili bu kamu değişikliğinin getirilmesi gazeteciler yönünden sevindirici bir olay olmuştur.

1.1.2. Basın İlan Kurumunun Doğuşu

Milli Birlik Hükümetleri Döneminde resmi ilan dağıtımını düzene sokmak amacıyla 2 Ocak 1961 günü kabul edilen 195 sayılı kanunla taşkil edilmiştir. Kamu tüzel kişiliğine sahip olan bu kurum sadece resmi ilanların dağıtımıyla görevlendirilmiştir. Özel ilanların dağıtımı bu kurumun yetkisi dışındadır ve özel bürolarca gazete ve dergilere dağıtım yapılmaktadır.

Kanun 2. maddesinde kurumun görevleri şu şekilde belirlenmiştir.

Resmi ilanların süreli yayınlarda yayınlanmasına yardımcı olmak, Kurumun yönetimine katılan süreli yayınların (mevkutelere) basın dernek ve sendikalarına en çok beş yıl vade ile kredi açmak, Basında fiilen veya bedenen çalışanlar gibi basın mensuplarınca vadesi iki yılı geçmemek üzere borç vermek, Basının mürekkep, kağıt, makine gibi ihtiyaçlarını sağlamak,Yönetmelikle tespit edilecek basın mensupları ve bunlardan çalışamaz durumda olup, yardıma muhtaç olanlara ve ölenlerin ailelerine yardım etmek,

Kurumun amacı besleme gazeteciliğe son vermektir. Daha açık bir deyimle, devlet ilanlarının dağıtımında adaletsizliği ve devletin bazı gazeteleri koruyup kollamasını önlemektir. Bu şartlarda kurulan bu kurum gazete sahiplerinin büyük tepkilerine neden olmuştur. Gazete patronları bu kuruluşun varlığına karşı 13 Ocak 1961?da bir bildiriyle tepki göstermişlerdir.

Basın ilan kurumunun uygulamalarında gazete patronlarının 13 Ocak 1961 günlü bildirilerinde öne sürülen endişeleri haklı gösterecek bir uygulama söz konusu olmamış ve Basın İlan Kurumu Milli Birlik Hükümetlerinin en başarılı müesseselerinden biri olarak yaşamını sürdürmüştür.

1.1.3. Milli Birlik Hükümetleri Döneminde Gazetecilere

Sağlanan Haklar

Milli Birlik Hükümetleri döneminde varolan kanunlar da değişiklikler yapılmış ya da yeni kanunlar çıkarılacak basın mesleğindeki işçi-işveren ilişkileri yeniden düzenlenmiş ve ilan tesislerinin işleyişini yasal esaslara bağlayan bir teşkilat yeni baştan kurulmuştur.

Bunlardan birincisi ?Fikir İşçileri Kanunu? diye isimlendirilen 5953 sayılı kanunu değiştiren 212 sayılı ?Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki İlişkileri Düzenleyen? kanun çıkarılmasıdır. İkincisi ise ?Basın İlan Kurumu?nun kurulmasını öngören 195 sayılı kanundur.

İstanbul?da yayınlanan (Milliyet, Cumhuriyet, Hürriyet, Yeni Sabah, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Dünya gazetelerinin sahipleri 10 Ocak 1961 günü yayınladıkları bir bildiri ile üç gün çıkmayacaklarını duyurmuşlardır.

Gazete patronları ilk defa böyle bir eyleme girişmişler ve gazete çalışanları da patronların bu protestolarını, protesto etmek için bir yürüyüş düzenlemişlerdir. 10 Ocak Çarşamba günü yapılan bu yürüyüşe İstanbul?un bütün (gazete çalışanları) katılmış ve ellerinde şu pankartları taşımışlardır. ?Biz çalışanlar Gazeteciler gazete patronlarının çıkmama kararına katılmıyoruz.? ?Babiali Ağalarına paydos.? ?Patronlar paralarını biz hayatımızı koyduk?Çalışan gazeteciler arasındaki bu dayanışma çok kısa sürede olumlu sonuç vermiş ve dokuz gazetenin çıkmadığı günlerde, çalışanların katkılarıyla ve çabalarıyla (Basın) adlı gazetenin çıkarılması ve okuyucuya ulaşması sağlanmıştır.

1.1.4. 1961 Anayasasının Basına Sağladığı Hak Ve Özgürlükler

1876 Anayasanın 12. maddesinde (Matbuat Basın Kanun Dairesinde serbesttir) şeklinde tanımlanan ve ondan sonraki Cumhuriyet Anayasalarında hep (Basının Kanun Çerçevesi içinde özgür olduğu) biçimindeki yuvarlak sözcüklerde ifadesini bulan fikirler, basın özgürlüğünü sağlamaya yeterli olamamış, mecliste çoğunluğunu sağlayan Demokrat Parti İktidarı döneminde de, basını susturmaya yönelik kanunlar çıkarılması, zaman zaman haberleşme özgürlüğünün yok edilmesine ve basın mensuplarının büyük sıkıntılar çekmelerine neden olmuştur.

Demokrat Parti hükümetlerinin özellikle son yıllardaki basına karşı izlediği olumsuz tutumu dikkate alan ve geçmişten ders alan, kurucu meclis, haberleşme, hakkının uygulanmasını ve basın özgürlüğünün güvence altına alınmasını, sağlamak ve mecliste, çoğunluğu temin edecek bir partinin basını susturmaya yönelik kanunlar çıkarmasını önlemek amacıyla 1961 Anayasasının 22-27. maddelerinde, basın hak ve özgürlükleriyle ilgili konular dokunulmazlıklar belirtilmiş ve şöyle sıralanmıştır.

– Basın hürdür sansür edilemez (22. maddenin ilk fıkrası)

İkinci fıkrasında ise devlet basın ve haber alma özgürlüğünü sağlayacak tedbirleri almakla yükümlü tutulmuştur. 1961 Anayasası, bu maddeyle basının sansür edilmesini yasaklamış her ne suretle olursa olsun basına sansür konulamayacağını hükme bağlamıştır.

– Yayın yasağı konamaz. (Aynı maddenin 4. fıkrasında)

Ancak bir kovuşturulmanın, yargılamanın başarı ile yürütülmesi için gizlilik gerektiğini durumlarda yayın yasağı konması mümkün görülmektedir.

– 22. maddede ayrıca, (gazete ve dergilerin toplatılamayacağı) hükmün de getirilmiş bulunmaktadır.

Gazete ve dergilerin ancak hakim kararıyla ?toplatılabileceği belirtilmiş böylece yönetimin keyfi davranışlarının son verilmiştir. Gazete ve dergilerin kanunun gösterdiği suçların işlenmesi halinde hakim kararıyla devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünün, milli güvenliğin, kamu düzeninin ve genel ahlakın korunması bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, kanunun açıkça yetkili kıldığı merciinin emri ile toplatılabileceği? hükmü getirilmiştir.

1971 Eylül deki değişiklikle 22. maddenin 6. fıkrasında gazete ve dergiler kapatılamaz hükmü getirilmiştir. 23. maddede basın özgürlüğüne yönelik hüküm ?Gazete ve dergi çıkartmak için önceden izin alınmaz, milli teminat gerekmez denilmektedir. Kurucu meclis bu maddeyle daha önceki basın konularındaki izin sistemine ve bankaya para yatırmayı gerektiren garanti sistemine son vermiştir.

25. maddedeki Basımevlerine ve basım araçlarına el konamayacağı. Anayasanın bu hükmüne göre bunların suç aracı olduğu gerekçesiyle de olsa zapt ve müsadere edilemeyeceği ve işletilmekten dolayı alıkonulamayacağı ön görülmüştür. 27. maddeye göre cevap ve düzeltme hakkı, ancak kişilerin onuruna dokunulması ve gerçeğe uymayan yayın yapılması halinde kullanılabilecektir. Anayasanın 22. maddesi basının bazı sorumluluklarını da belirtmiş ve bu sorumluluklar dolayısıyla basın özgürlüğünün bazı koşullar altında kanunla sınırlandırılabileceğini vurgulamıştır. Buna göre;. Devletin bütünlüğünü, kamu düzenini, ulusal güvenliği ve genel ahlakı korumak, Kişilerin onurunu ve haklarına saldırıyı, suç işlemeye kışkırtmayı önlemek

1.2. Tedbirler Kanunun Çıkarılması

Milli Birlik Hükümetleri döneminde gazetecilere basın özgürlüğünü sağlayıcı yasal düzenlemelerin yanı sıra, 27 Mayıs Devrimiyle ilgili konularda basın özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik çalışmalar yapıldığı da bir gerçektir. Bu amaçlar çıkarılan ilk kanun 5 Mart 1962?de kabul edilip 7 Mayıs 1962?de yayınlanarak amaçla yürürlüğe konmuş olan 38 sayılı tedbirler kanunudur. Bu kanunun çıkarılmasındaki amaç (27 Mayıs Hareketini) korumaktan ibarettir.

38 sayılı Kanun Tedbirler Kanunu basın kuruluşlarının büyük tepkilerine neden olmuş, gazeteciler, sendikaları bildiriler yayınlayarak reaksiyonlarını duyurmaya çalışmışlardır. Tüm çabalarına rağmen Tedbirler Kanunun kabul edilmiştir.

2. BÖLÜM

2.1. MİLLİ BİRLİK DÖNEMİNDE GAZETELER

2.1.1. 27 Mayıs Cumhuriyet Döneminde CUMHURİYET GAZETESİ

27 Mayıs günü Cumhuriyet Gazetesinin başlığında şu başlıklar görülmektedir. ?Türk Ordusu bütün memlekette dün gece sabaha karşı idareyi eline aldı.? Baş yazar Nadir Nadi o günkü ortamı şöyle dile getirdi. ?Türk Milleti dünden beri tarihinin yeni bir dönüm noktasına ulaştı On yıl önce gerçekleştirdiğimizi sandığımı çok partili demokratik idare sisteminin zamanla nasıl soysuzlaşmaya başladığını bütün memleket sever vatandaşlar yakından görüyor ve bu hali önlemek için yetkilileri uyarmaya çalışıyorlardır.

Ancak yönetime el koyan askeri kadronun üyeleri arasında bazı görüş ayrılıkları belirleyici ve geleceğe yönelik kararlardan anlaşmazlık çıkan eğilimi gazeteleri o günlerde, Cumhuriyet Gazetesi öteden beri benimsediği ve sahip çıktığı demokrasi prensiplerini savunmuş ve Atatürk ilkelerinden yana olanların düşünce ve görüşlerini desteklemiştir.

2.1.1.1, Cumhuriyet Gazetesi?nde o dönemin yazar kadrosu.

Cevat Fehmi Başkut, Hamdi Varoğlu, Burhan Felek, Feridun Ergin, Doğan Nadi, Nazime Nadir, Nihat Baban, Hasan Ali Yücel,Yaşar Kemal, Melih Cevdet Anday, Prof. Cahit Tanyol, Doç. Dr. İsmet Giritli,

2.1.1.2. Gazetenin Tirajındaki Artışlar

1962 yılında Cumhuriyetin tirajı 89 binlerde seyrederken 140 binlere ulaşacaktır.

2.1.1.3. Sadi Alkılıç Olayı Ve Yankıları

Sadi Alkılıç?ın Hikmet Alkılıç İmzasıyla (Türkiye?nin tek kurtuluş yolu sosyalizm) başlıklı yazısının 12 Aralık 1962 günkü Cumhuriyette çıkması, büyük yankılar uyandırmıştır. Öyle ki, bir yandan İçişleri Bakanlığı İstanbul Savcılığının Adalet Bakanı tarafından dava konusu meclis kürsüsüne getirilmiştir. Bu durum mahkemeleri meşgul etmenin yanı sıra gazete içi sorunlara da neden olmuştur.

Nadir Nadi bu süre yönetiminden çekilmeyi uygun görse de Cumhuriyetin temel yayın çizgisi değişmediğinden, kısa süre sonra N. Nadi yine baş yazılarını yazmayı başlamıştır.

2.1.2. HABER GAZETESİ

Gazetenin ilk sayfasında güncel siyasal sosyal olaylar büyük başlıklar halinde verilmiş, ikinci sayfada ?Ankara?da Bugün? başlığı altında eğlence yerleri, eczaneler ve radyo programları okuyucuya sunulmuştur. 3 Nisan 1960 günlü 479. sayının başlığının altında ?Günlük Siyasi Akşam Gazetesi? ibaresi görülmektedir

2.1.2.1. Gazetenin Özellikleri

Bu dönemde daha çok flaş ve sansasyonel haberlere yer verilmiştir. Gazetede kalıcı bir yasal grubunun mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. 1 Ekim 1964?de gazetenin 1951. sayısı yayınlanmıştır. Bu dönemde (Haber) başlığının altında (Günlük Tarafsız Siyasi Gazete) ifadesi vardır. Kurucusu ve sahibi M. Ali Yalçındır.

Şubat 1965?de gazetenin imtiyaz sahibi İsmet Başak, sorumlu yazı işleri Müdürü İlhan Bardakçı?dır. 1965-1967 arasında gazetenin cevabında belirli bir değişme olmamakla beraber, yeni Sahibi İzzettin Turanlı olmuştur.

2.1.2.2. Yazı ve Yönetim Kadrosunda Değişiklikler

Haber Gazetesi, 1968 yılı sonundan itibaren başlığına ?Akşam Gazetesi? ibresini koyan gazetenin sahibi genel yayın müdürü 1969 yılından Dündar Engin?dir. Aralık 1977 yılı sonunda gazetesi yayın hayatından çekilmiştir.

2.1.3. KUDRET GAZETESİ

12 Ekim 1960?da Ankara?da Kudret gazetesi yayımlamıştır. Gazetenin başlığında, ?Kudret Milletindir? ifadesi, onun altında ise ?gerçek demokrasinin ve ahlaka dayanan siyasetin müdafiyiz? satırları mevcuttur. Gazetenin sahibi: Ankara Telgraf Gazetecilik LTD. ŞTİ. adına Fethi Giray?dır. Gazetenin 13 Ekim 1960 günü yayınlanan ikinci sayısından (sayı-2) yerine (sayı 2905) yazılıdır. Çünkü Kudret gazetesi önceden kapatılan ve aynı isimle ikinci kez çıkarılan bir gazetedir. Kudret Gazetesi 1946 Demokratların Gazetesi olarak kurulduğunu tek partili dönemden çok partili döneme geçtiğimiz zamanda ilk muhalefet gazetesi olduğunu iddia etmiştir

2.1.3.1. Gazetenin Yazarları

Abdülhak Kemal Yörük, Kadircan Kaplı, Hikmet Tuna Ragıp Akyavaş

2.13.2. Gazetenin Yönetiminde Değişiklikler

1961 yılı sonlarında gazetenin sahibi ve sorumlu müdürü Gazanfer Kunt?tur. . Osman Bölükbaşı?nın propaganda konuşmaları, toplantıları, gezileri, eleştirileri boş sayfayı doldurmakta hatta diğer sayfalara da yansımaktadır. 1962 yılı ortalarında Cavit Yamaç baş yazıları birinci sayfada yer almış Tekin Erer ve Fırat Uluç?ta bu sayfada yer almışlardır.

2.13.3. Gazetenin Kapanışı

8 Kasım 1962 perşembe günü yayınlanan gazetenin son sayısında Kudret gazetesi ?Bu memleketin büyük talihsizliği her siyasi devirde Türk basını karşısına dikilen partizanca zihniyetin elinde tuttuğu resmi ilanı daima bir koz olarak kullanılmasıdır? diyerek kapanma kararı alınmıştır.

2.1.4. ULUS GAZETESİ

2.1.4.1. 1960 Yılı Basında Gazetecinin Kimliği

Ulus gazetecilik A.Ş adına gazetenin sahibi Kasım Gülek?tir. Genel yayın Müdürü Nihat Subaşı. yazı işlerini .fiilen yöneten. sorumlu Müdür Erdoğan Tamer’dir. Gazetenin çerçevenin üstünde Ankara kalesinin silüeti birinci sayfanın en üst tarafında kırmızı renkte büyük harflerle ?Egemenlik Ulusundur? ibaresi vardır.

2.1.4.2. Gazetenin Yazar Kadrosu

Gazetenin baş yazarlığını Yakup Kadri Karaosmanoğlu yapmaktadır. Aynı sayfada Bülent Ecevit?de yazmıştır. Faruk Güvenç, Fikret Otyam, Sami Nihat Özer’dir. Özcan Ergüder ve Namık Zeki Aval yazar kadrosunu oluşturmaktadır.

Kültür, politika ve fikir yazılarının yanı sıra şiir haberleri, magazin ve aktüalite, spor haberleri zaman zaman da ilan ve reklamlara yer verilmiştir. .

Özellikle CHP’nin mitinginde veya genel başkan İnönü?nün yurt gezilerine yer verilmiştir. Gazetede fikir yazıları, makaleler ağırlıktadır. Bu yazılarda halka eğitici bilgiler vermek amacı ön planda tutulmuştur. Yayın ilkelerinin temelini Atatürk ilkeleri oluşturmuştur.

28 Nisan günü meydana gelen müessif olayları kamuoyunun yanıltıldığı ve sıkı yönetim yasaklarına uymadığı için (Ulus) gazetesi 29 Nisan 1960-29 Mayıs 1960 tarihleri arasında bir ay süre ile yayından men edilmiştir. 2.1.4.3. Ulus?un Yönetiminde Değişiklikler
1961 yılındaki yazar kadrosundaki değişikliklerde İsmail Rüştü Aksol CHP genel sekreterliğe getirilmiş dolayısıyla bu siyasi partinin malı ve organı olan (ulus) gazetesinin sahibi Ulus Gazetecilik A.Ş adına yine kendisi almıştır. 1962 yılında gazetenin sahibi ve Dr. Kemal Satır’dır. 1968 yılında 8 sayfa halinde yayınlanan gazetenin baş yazıları Cihat Baba yazmaya başlamıştır.

2.1.4.4. 1964’den Sonraki Yıllarda Ulus’un Özellikleri:

1967 yılında gazetenin sahibi Ulus Gazetecilik A.Ş adına Bülent Ecevit, CHP merkez idare kurulu adına siyasi denetçi Ali İhsan Göğüş?tür.

Yurdakul Fincancıoğlu, gezi, inceleme, araştırma türünde yazılar yapmakta ve İnönü, ve Ecevit’in parti ve meclis konuşmaları yurt gezileri ile ilgili ayrıntılı bilgi haber ve resimler (ulus) sayfalarına yansımaktadır. 1968 yılında gazetenin sahibi yine Ulus Gazetecilik A.Ş adına Bülent Ecevit genel yayın müdürü Altan Öymen?dir. 1965 yılına kadar fikir gazetesi .yanı ağır basan CHP’nin sözcüsü durumunda olan (ulus), bu yıldan sonra yavaş yavaş aktüaliteye ve magazin haberlerine daha çok yer vermeye başlamıştır.

2.1.5. 1961 YILINDA YENİ BİR (TANİN)

Hüseyin Cahit Yalçın?ın sahibi olduğu (Tanin Gazetesi) 14 Kasım 1947 günü 1512 sayısıyla yayınına son verdiğinden, uzun bir süre Tanin adıyla başka bir gazete yayınlanmamış, ancak 1 Mart 1961?de yeni bir kimlikle yeni bir başlık ve yeni bir içerikle Tanin gazetesi yeniden yayınlanmıştır. Gazetenin ilk sayfasının sağ üst köşesinde bir zeytin dalı ve iki güversin resmi görülmektedir. Bu şeklin altında ?yurtta sulh cihanda sulh? sözü okunmaktadır.

Gazetenin ilk sayfasında yeniden yayınlanması nedeni ile bir önsöz yazılmıştır. ?Tanin görüşlerinde objektif olacaktır. Tanin, türlü inanışlarda bulunan okurları için güvenilir bir haber kaynağıdır. Gazetenin imtiyaz sahibi Kasım Gülek umumi neşriyatı (genel yayın) idare eden sorumlu müdürü İhsan Ada müessese müdürü de Faruk Gülektir.

2.1.5.1. Gazetenin Yazar Kadrosu

Melih Cevdet?in Aziz Nesin ile Şahap Balcıoğlu, B. Kemal Çağlar ve Nevzat Üstün?ün yazıları, Yaşar Kemal ve Orhan Kemal?in roman çizgisi ile okuyucu için ilginç bir basım ürünü olmuştur. Milli Birlik Hükümeti döneminde Tanin gazetesinin yayınlanması bir olay olmuştur. Bunun nedeni ilerici olarak tanınan Melih Cevdet, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Sabahattin Eyüpoğlu gibi yazarların Tanin?in yazar kadrosunu oluşturmasından kaynaklanmaktadır.

2.1.5.2. Gazetenin Yazarları Hakkında Soruşturma

18 Mayıs 1961 Perşembe günü geç saatte gazeteye gelen iki sivil emniyet memuru İhsan Ada ile Aziz Nesin?i göz altına alındığını bildirmişlerdir. Bu konuda Tanin gazetesinin açıklamayı yapmıştır. ?Dün nezaret altına alınan Yazar Aziz Nesin?in bir hafta önce gazetemizle ilişkisi kesilmiştir.

İhsan Ada?nın ise (vatan gazetesinde yazı işleri müdürlüğü, Ulus gazetesinde genel yayın müdürlüğü ve CHP Hatay Milletvekili) arkadaşımızın yapılan tahkikat sonucunda temize çıkacağını ümit ediyoruz. Tanin Gazetesi daima Büyük Atatürk?ün izinde ve Türk milletinin hizmetinde vazife görecektir. İhsan Ada ile Aziz Nesin yazılarında herhangi bir suç unsuru görülmediğinden 3 Temmuz 1961?de Askeri Sorgu Yargıçlığı kararıyla tahliye edilmişlerdir. Ancak bu olay Milli Birlik Hükümeti döneminde gazetecilere karşı alınan ilk olumsuz tedbir? olarak tarihe geçme özelliği kazanmıştır.

Halk içinde halka beraber yarınları yol almak için 1 Mart 1961 günü yayın hayatına giren Tanin bugünden itibaren çalışmalarına kısa bir süre ara verecektir? yaptıkları açıklamalarıyla son sayıları yayınlanmış daha sonra Tanin bir daha yayınlanmamıştır.

2.1.6. SON HAVADİS GAZETESİ

27 Mayıs Temmuz 1960 günü İstanbul?da ilk sayısı yayınlanan ?Son Havadis? gazetesinin kurucusu ?Cemil Sait Barlas?tır. İlk sayısının başlığının altında ?Amacımız, Sosyal Güvenlik? ibaresi bulunur.Yayınlandığı yıldan 9 yıl önce Ankara?da çıkan ancak daha sonra kapatılan gazetenin birinci sayfasından (Tekrar Çıkarken) başlığıyla yayınlanan Cemil Sait Barlas imzalı baş yazıda, yazısının nedeni açıklığa kavuşturulmuş ve gazetenin geçmişi hakkında bilgi verilmiş niçin çıkarıldığı ve amaçları dile getirilmiştir. ?Son Havadis?in tuttuğu yol 1951 yılında ne ise bugün yine odur.

2.1.6.1. Gazetenin Yazar Kadrosu

Rıfat Ilgaz Sabahattin Selek, Cemil Sait Barlas, Haluk Akgün, Bülent Gencer, Zafer Atay?dır. Şubat 1961?de ikinci sayfada Salih Karabay, Ayten Uygur ve Mehmet Barlas dönüşümlü olarak yazmaktadırlar.

2.1.6.2. Gazetenin Yeni Kimlikle Yayınlanması

Sahibi M. Kemal Pekin, Son Havadis?i 10 Mart?ta Sabah Gazetesi olarak çıkartmış, daha sonra da Hami Tezkan ve Gökhan Evliyaoğlu tarafından ?Siyasi Sabah Gazetesi? olarak çıkarılmıştır. Gazetenin başyazılarını Peyami Safa ve Gökhan Evliyaoğlu yazmaktadır. Yazar kadrosunda Doç. Dr. Nurettin Taşçı, Recep Bilgener, Doç. Dr. Cevdet Pelin, M. Ali Yalçın, Nejat Arıkan, Kamuran Evliyaoğlu, Selahattin Şar, Safiye Erol, Fethi Kardeş, Fethi İsfendiyaroğlu, Ergün Göze isimleri bulunur. Peyami Safa başyazısındaki ?kısa bir zaman için basında görünüp kaybolan Son Havadis talihsiz macerasını unutturacak ellere intikal etti? demektedir.

2.1.6.3. Yeni Kimlikli (Son Havadis)?in Bazı Özellikleri

10 Ocak 1962?de gazetenin başyazılarını Mümtaz Faik Fenik yazmaya başlamıştır. İkinci sayfada Avdiye Ferik?in, Orhan Seyfi Orhon?un yazıları devam etmekte üçüncü sayfada M. Ali Yalçın?ın yazıları ve Faruk Ferit?in röportajları görülmektedir. Bu dönemde Furuzan Tekil ikinci sayfada, Fikret Adil ise üçüncü sayfa da eleştiri yapmasıyla dikkati çekmektedir.

Gazetenin imtiyaz sahibi Son Havadis Gazetecilik Matbaacılık A.Ş. adına Kemal Pekin, Yazı işleri müdürü K. Cündübeyoğlu?dur. Bu dönemde ?Tercüman? imzası ile yayınlanan başyazılarında daima Cumhuriyet Halk Partisinin hedef olarak seçildiği ve parti yöneticilerine hücum eden ifadeler kullanıldığı dikkati çekmektedir.

O günlerde gazete çalışanlarının hisseleri ile bir Anonim şirket kurulmuş ve tüm çalışanlar bu şirkete ortak edilmiştir. Bu nedenle gazetenin sahibi (Tercüman Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş. adına) yine Semih Balcıoğlu olmuştur.

2.1.6.4. Tercüman Çalışanlarının Gazeteye El Koymaları

Tercüman Gazetesi 11 Ekim 1961 Çarşamba günü yeni bir kimlikle yayınlanmıştır. ?Bir gazetenin ilk çıktığı gün tek vazifesi okuyucuların istikameti, tutumu, gaye ve hedefleri hakkında bir senet vermektir. Rotasını çizer, siyasetini tayin eder, rengini açığa vurur ve o söze sadık kalır. Tercüman bu yemini 26 Mayıs 1954 yılı sabah verdi. Artık Tercüman fikir işçisi ve teknisyenlerin değil altmışbin okuyucunun malı olmuş, ağabeylerimizin verdiği yemine sadık kalıyoruz? demektedirler.

11 Ekim 1961 günlü (Tercüman) birinci yılda, birinci sayfadan başlamaktadır. Gazetenin sahibi Ağustos ayından beri karikatürlerini birinci sayfada çizen Semih Balcıoğlu, genel yayın müdürü Tevfik Erol, Yazı İşleri Müdürü Ertuğrul Yeşiltepe?dir. Gazetenin adı o günden itibaren (Halka ve Olaylara Tercüman) şeklinde değiştirilmiş, başlığın altındaki ?Günlük Müstakil Siyasi Gazete? ibaresini de, ?Her sabah dünya kurulur. Her sabah taze bir başlangıçtır.? şeklinde değiştirilir.

2.1.6.5. Yazar Kadrosu

Daha önceki gazetenin yazar kadrosunda yer alan Ahmet Kabaklı, Kadircan Kaflı, Murat Sertoğlu yazılarına devam edip gazeteyi ayakta tutmaya çalışmaktadırlar. Bu dönemde ?Tercüman? imzası ile yayınlanan başyazılarda daima Cumhuriyet Halk Partisinin hedef olarak seçildiği ve bu parti yöneticilerine hücum eden ifadeler kullanıldığı dikkati çekmektedir. Daha o günlerde gazete çalışanlarının hisseleri ile bir Anonim Şirket kurulmuş ve tüm çalışanlar bu şirkete ortak edilmiştir. Bu nedenle gazetenin sahibi (Tercüman Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş. adına) yine Semih Balcıoğlu olmuştur.

Hülya YALIM
Aralık 2003

Yorumun ne olacak?