Keşke kelimelerin gücü yerine, taşların sırrına inanabilseydim ben de.
Sözlerin sihrine dalmak yerine, taşların özelliklerini ruhsal durumuma göre kullanabilseydim, büyük bir hevesle?
Olmazlarım değil; Elmas?larım olurdu belki de, Firuze ,Yeşim, Zümrüt,Safir, Ametist, Akik, Mercan, Opal,Topaz, İnci,Kaplan Gözü v.s ? Oysa hep diş taşım oldu benim.
Hücre yenileyen, ağrı gideren, taşlara inanmak yerine, Mihenk Taşı diyebileceğim nice kitaplarla, kim bilir kaç inanç çürüttüm ben.
Hiç bir kolyeyi boynuma takıp da, vücudumda bir Aura oluşturacağına, böylelikle elektronik araçların yaydığı; radyasyonlardan korunacağıma, inanmadım nedense… -Devamı »