Birilerine başı anlattılar
Birilerine sonu ya da sınırı …
Asker karda gezindi hükümet yasada.
Biri girdi diğeri çıktı.
Biri açtı biri kapadı.
Hükümetin sınır otesi operasyonu başladı.
Çok amaçlı operasyon türban ve asker kardeş
“Eğitim ve haber hakkımız engellenemez” ama her yeni iktidarın görüşüne göre kılıktan kılığa şekilden şekle girebilir.
“Uyanır gece yarısı operasyon yaparım yasa yaparım.”
“Titre ve kendine gel” nidaları çeken, “mangalda kül bırakmayan” aslan kesilenler değil de,birine bir transeksüel(Bülent Ersoy) dokundu diğerini bir gay(Cemil İpekçi) savundu.
“Türbanı açmış olsan da ,pişmanlık duysan da gel,sözünden ilkenden dönsen de gel”. Herkes çanaklarını iktidara doğru çevirdi “çalkala hadi adamım devrine durumuna göre çalkala hadi kitabına uyduralım Avrupaya karşı zevahiri topla…”
Yirmibirinci yüzyılın şeyhülislamı başbakan Erdoğan seçilmekte. Malum muhalefet ölü toprak gibi sürekli nadasta ama İktidar da kendi tabanına hasat yapmakta..
Halk türban ve sınır ötesi operasyon haberlerliyle yatıp kalkarken meclis milletvekili maaşlarına zam yapılma yasasını firesiz onamada..
Balık hafıza bir toplumda üstelik güneş balık burcunda? “Adamım sen unut geçmişi ben aklımda tutarım bu küçük işlere ben bakarım.”
Reklamlarda Afrika’ya yerleşeceğini söyleyen çocuğuna, “çok uzak”, “siz kardeşsiniz evlenemezsiniz” diye kızını arayan anneye “skandal” diye kısa cevap vermek zorunda olan kız kadar sakin ve etkisiziz, sınır ötesi operasyon: ÇOK UZAK, türban ülkeyi ikiye ayırdı: SKANDAL…
Hülya YALIM
Öncelikle her zamanki gibi güzel bir yazı yazdığı için sevgili filozofum Hülya Yalım’a teşekkürlerimi sunuyorum.
SORUYORUM???
Bildiğiniz gibi Davostaki çıkışıyla son günlerde yazılı ve görsel basında sıkça karşılaştığımız, taraflı yayıncılık yapan görsel basınımızında her akşam TV’de abartarak ekranlara getirdiği abartılmış Davos haberlerini sıkılarak izledim…Davostan yurda dönüşünde “Davos Fatihi” olarak karşılanan Başbakan Erdoğan’ın yerinde bende olsam aynı şeyi yapardım. Bu hareketinden dolayı Başbakanımızı tebrik ediyorum.
Yalnız Filistindeki seçimler sonucunda sandıktan çıkan Hamas’a İsrailin saygı göstermesini isteyen Sayın Başbakan; Türkiye halkının oyuyla seçilen, Parlamentoda 20’den fazla milletvekili olan ve grup kurabilen DTP’ye neden saygı göstermiyor?
Müslümanlık adı altında müslüman bir millet olan Filistin için timsah gözyaşları dökenler yanıbaşımızdaki Irakta yaklaşık 6 yıldır süren savaşı neden görmüyor, neden görmek istemiyor?
Filistindeki çocuk ölümleri için saygı duruşu yaptıranlar; kendi ülkelerinde Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 21 Kasım 2004’te 13 devlet kurşunuyla güvenlik güçleri tarafından babası ile beraber öldürülen ve sonra da terörist ilan edilen 12 yaşındaki UĞUR KAYMAZ için neler yaptılar?
Sürekli mail sayfalarımızı dolduran “Coca Cola, McDonald’s, Nescafé. Fanta, Sprite gibi İsrail ürünlerini almayın… Aldığınız her ürün Filistinlilerin canına mal olmaktadır” diyenlere soruyorum. Filistinli çocukları öldüren İsrailin Hava Kuvvetleri’nin de eğitim gördüğü Konya’daki 3’üncü Ana Jet Üssü için neden sesiniz çıkmıyor?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin belki de en büyük ve en karlı kurumu olan Türk Telekom’un yüzde 55 hissesi İsraililere satılmadı mı?
Davosta yapılanlar bitişin başlangıcıdır. Yerel seçimlerde kan kaybetme korkusunun alametlerindendir.
Işıklar sönmesin hiçkimse genç ölmesin
Benim ölümüm kolay senin yüreğin titremesin
Hiçbir ana son defa öpülmesin.
Sönmesin yıldızlar, sönmesin ateş, dağlarda çiçekler solmasın kardeşşşş…
Çelişkilerimize bir kez daha en görülmesi gereken yerden en uygun açıyla aynanızı tutmuş olmanız farkınızı ortaya koyuyor.
Kavramların ve olayların anlaşılmaması durumunda olduğu gibi ondan ürküp; deve kuşları gibi kuma gömmemizi gerektiğini ve insan gibi oturup düşünmemizi öğütlerken;
Bazılarımızıda Can Yücel in ?Anayasası insanın?? şiirini okuyup ve anlamaya davet ediyorum… Saygılarımla.
ANAYASASI İNSANIN
Paul Eluard için yazılmıştır
Kan yasası bu insanın:
Üzümden şarap yapacaksın
Çakmak taşından ateş
Ve öpücüklerden insan!
Can yasası bu insanın:
Savaşlara yoksulluklara
Ve binbir belaya karşın
İlle de yaşayacaksın!
Us yasası bu insanın:
Suyu şavka döndürüp
Düşü gerçeğe çevirip
Düşmanı dost kılacaksın!
Anayasası bu insanın
Emekleyen çocuktan
Uzayda koşana dek
Yürürlükte her zaman
Can Yücel
Bu kargasanın sebeplerıyız bız.sımdı oturmus kendımıze kızmamız gerekırken baskaları ıcın yorumlar yapıyoruz. bu duruma gelene kadar neredeydık.Çaglayanda toplanan o kadar ınsana ne oldu neredeler nıye kımse bıseylerın arkasında durmadıı. Once herkes kafasını onune alsın ve kendını yargılasın olurmu……
yine türklüğümüz tutmuş, herşey kendi evimizin küçücük odasında cereyan etmiş gibi her anını her saniyesini bilir olduk, en güvendiğimiz merci olan TSK’nın yaptıkları açıklamalar boşuna, kim inanır abd amca açıkladıya o daha güvenli bizim için ona inanalım biz,bide operasyon başarılı oldu nasıl oluırda ben hükümete laf atamam diye deli divane baykalın olmadık bişeyi yapıp askere saldırmasıda ayrı bir dert,
ikincisi hala terör örgütü pkk ya “gerilla” diyen her kimsen mamoste lakaplı zat, emin ol ağlamak şöyle dursun, at gözlüklerini çıkarmayıp hala gerilla rolü yaptığınız sürece, köyleri nbasıp minicik yavruları katlettiğiniz görüntüleri unutmadığımız sürece kökünüz kazınana dek kan akıcak evet,itirazın varsa ki var eminim “gerilla” arkadaşlarına katıl, burdan saçma kelime oyunlarınla insanları budala yerine koymaya çalışma tamammı! gerilla sevdalısı sizleri daha birkaç gün önce evinden türk bayrağı sallayan kadına taş atarkende gördük, yakındır merak etmeyin son çırpınışlarınızla azcık daha bağırın…
sizce bugüne kadar halkların kaybı neydi. hiç kendinizi bi kürt olarak düşündünüzmü. demokrasi, barış ve insanlıktan bahsediyosunuz. kendiniz için kırmızı çizgileri çekerken karşınızdakilerinde kırmızı çizgilerinin olduğunu bilmeniz lazım. barışı kendi duygularınıza göre yorumluyorsunuz.. ben ortak duygulardan bahsediyorum. ortak acılarlardan. tek taraflı acıdan değil. uzlaşılamaz polikalardan kırmızı çizgilerden değil.. sadece barışın gelmesi için ortak duygudan bahsettim.
savaşın devam ettiği bir yerde sevinç gözyaşları olmaz. gerilla annesi sadece gerillalar için, asker annesi sadece askerler için ağlarsa ve değindiniz gibi her iki tarafta bin tanesini gönderirim derse barışı nasıl yakalayacağız..
hadi devam etsinler. ne zaman bitecek bu savaş. ne şekilde bitecek. halklar ortak acıdanda birleşmeyecekse nasıl olacak…
Hem barış istiyorsunuz hem de acılarda ve gözyaşlarında birleşmemizi bekliyorsunuz. Barışın olduğu yerde gözyaşı ve acı olmaz Mamoste. Bizim ?barış veya aşite? kelimenin ne olduğu hiç fark etmez bu kelimeden ne anladığımız önemli çünkü bizim barış anlayışımızda bir problem var.
?Bin oğlum olsun binini de gönderirim? mantığı sadece asker ailelerinde değil gerilla ailelerinde de var, şahit olduğum için söyleyebiliyorum. Şehit annesinin gerilla için Bülent Ersoy?un değimiyle ?başkasının savaşı? için (oğlunun kanını akıtan birine) nasıl ağlamasını beklersiniz.
?Barışı kanda arıyorlar? diyorsunuz gerillanın yıllardır akıttığı kana askerin kayıtsız kalmasını mı bekliyorsunuz?
Evet ?barış gözyaşındadır? ama savaş sonrası korkusuzca gülümseyen çocuğunun babasını hatırlayan ama en azından çocuğunun çocuğunu babasız bırakmayacağıyla teselli bulan annenin sevinç gözyaşlarında saklıdır.
kanlı savaşa devam. ölen kim öldüren kim….
bir ana hem dağdaki oğlu hem askerdeki oğluna ağlamaya devam ediyor…
araya kan giriyor.. hükümet kana susamış..
barışı kanda arıyorlar… kan döküldükçe halklar uzaklaşıyor…
asker annesi gerilla için, gerilla annesi asker için ağladığı gün barış gelecek…
öfkeler halkların arasını daha bir açar, acılarda birleşsek, gözyaşlarında birleşşek. barışı yakalarız.. insanca duygularla barış gelir. asker anlayışı oğlumu kaybettim bin tane olsa binini de gönderirim mantığı ile bitmez bu savaş.. kim kimi yok ediyor. kim kime karşı kurşun sıkıyor.
bir halkı öldürerek, operasyonlarla bitirebilir misin…
gözyaşlarındadır barış.. annelerin “barış”, “aşiti” dediği zaman gelecek barış.
ben de bir başka reklamla konuya dahil olmak istedim. Bu ülkede yaşayıp ve hala umutlu olabilenlere, bankamatikten nakit ceken adama olduğu gibi “DELİ” muamelesi yapmak istiyorum… 🙂
Sevgiler.
Tamam. TSK girdi çıktı! Bush aradı! Başkan yardımcısı şöyle bir geldi dolanı!.. Sonra bizler hedefe ulaşmış! olmalıyız ki, bir anda geri döndük… Aslında güç bizde olsaydı hep DÖNMEZdik!… Ama, birileri hep DÖNÜN dedi… Ve genç Cumhuriyet tarihinde hep DÖNDÜK durduk…
Önce Laikçiler ve sahte Atatürkçüler iyi döndü!.. Şimdi de dini ve kutsalları istismar ederek DÖNME işlemini başarıyla icra eden adi DİNCİLER dönüyor!…
Ama bu dün böyleydi… Bugün de böyle olacak!.. Yarın da!… Çünkü biz DÖNME’ye alışmış, alıştırılmış saftirik bir milletiz…
En çok da “…. sağolusnu!..” diyen saftiriklere yanıyorum… Başkalarının emriyle yapılan kirli savaşlara kınalı kuzuları kurban veriyoruz!.. Keşke haklı savaşlarımız olsa da hepimiz bu vatan için, bu aziz saftirik milletin selameti için can verebilsek!..
Son birşey… Bizler Kuzey Irak’tan DÖNDÜK… Ya halen Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren katil ve tecavüzcü İsrail ve ABD askerleriyle yardakçıları olan Avrupalılar neden inlerine dönmüyorlar!…
Kendi menfaatlarini ve kişisel çıkarlarını “Cumhuriyetin Kazanımları!..” diyen yutturan utanmaz laikçilerin şu BAŞÖRTÜSÜ özgürlüğünü daha fazla istismar etmeleri de temcit pilavına döndü… Laikçi zıpırlar yırtındıkça ve bu milletin yüzde 80’nin kabul ettiği Başörtüsüne karşı zıpladıkça! AKP ve benzerlerinin kazançlı çıktıklarını bilmezler mi saftirikler… Yasaklarla bu ülke ancak Saddam’ın ülkesi görünümünden öteye asla gidemeyecektir… Ve Fikirler, Vicdanlar, Beyinler özgür olmadıkça bizler hep sevgili göbek ustası ASENA gibi hep DÖNMEYE devam edeceğiz..
Selamlar
Savaş çıktı ama biz hala uyuyoruz.İçme suyunu ilaç mı karıştırdılar anlamadım bir türlü uyanamıyoruz.Binlerce askerimiz dağlarda sırtlarında 30 kiloluk yük ,ayaklarında ağır postallar karda yürümeye çalışırken hiç kimsenin kılının kıpırdadığı yok.Bi başörtüsüdür tutturmuş gidiyolar.Ya ondan daha önemli konular var.Sadece ilgilendikleri hangi üniversite izin veriyo hangisi vermiyo.Ondan sonrada kalkıp hiç utanmadan şehitlerin cenazesine gidiyorlar.
Tabi sadece başörtüsü değil alttan yaptıkları.Maaşları az olan milletvekillerine zam,maaşları çok olan emeklilere ise kesinti.
Onlarda haklı ne yapsınlar harcamakla bitiremeyen emekliye yardımcı oluyolar.
Hangi ünlünün yada milletvekilinin oğlu doğuya askere gitmiş bırakın doğuyu askere gitmişki şimdi herkes tepki gösteriyo.Bırakın halk olarak biz tepkimizi gösterelim.Biraz daha gündemde kalmak için bu bize göre ağır şeyleri kullanmayın.
Birkerede olsun doğru bişey yapın ve halkın saf duygularıyla oynamayın.
Bülent Ersoy?un bu sözleri bize bilmediğimiz bir şeyi öğretmedi öyle bir zamandayız ki en çok savunduğunu en çok inkar ediyor insanlar. Bazılarının bu olaylardan nemalandığı hesaba katmak gerek.Millet can derdinde medya reyting peşinde hükümet ise dengeleri kendi üzerinden kurma derdinde ki bu dersi iyi çalışmış sanmasın Herkes her şeyin farkında aslında kurnazca hareket edip türbanı araya sıkıştırıp operasyona çıkmak çok ucuz değil bedeli ağır ödenecek bir numara.İşte ondan sonra da verirsiniz şu 100 PKK?lı öldürüldü 2 şehit verdik diye kimse bu haberlere inanmıyor.
Bülent Ersoy “Fikir özgürlüğü nerede? Kimse benim söylediğim şeyi söyleyemiyordu. Korkuyordu. Ben çözüm istedim. Çözüm istemek suç mu? Çözüm bulalım elbirliğiyle dedim.” demiş.
Bülent Hanım “Korkuyordu.” dedikleriniz yalnızca korktukları için değil; sizin “çözüm” dediğinizden onlar “ölüm” anlıyor. (Örnek olarak Hrant Dink cinayeti yeterli sanırım!!!).
Işıklar sönmesin hiçkimse genç ölmesin
Benim ölümüm kolay senin yüreğin titremesin
Hiçbir ana son defa öpülmesinn.
Sönmesin yıldızlar, sönmesin ateş, dağlarda çiçekler solmasın kardeşşşş…
bütün bu kargaşanın nedeni bizleriz, herşeyi sineye çekip kuzu kuzu olduktan sonra bunlar az bile, sistemi bozuk bir ülkeden ne beklenirki bu sistemde gelen er kişi ne hikmetse değişiveriyor, bir kadın ülkenin başbakanını rahmetli menderes’i örnek gösterip tehdit edebiliyorsa bütün bunlara şükredip susmak gerek kısacası olaya fransız kalcaksınız gerçi fransızlar hiçbir zaman butür olaylara tepkisiz kalmamışlardır en ufak bir haksızlıkta ortalığı yangın alanına çeviren bir halka böyle bir deyim yakıştırmak yakışmıyor ama elden ne gelir. peki ne zaman düzelecek diye sorarsanız herkesin enaz bülent ersoy kadar cesaretli olduğu zaman diyebilir ancak.