Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce Düşünceler Düşünce

Çağdaş bir toplumun tarih boyunca kat ettiği yolları anlamak için geçirdiği siyasi süreçlere bakmak yerine sanata bakış açısına bakmak yeterlidir. Zira toplumun iç dinamikleri anlatan kültürel üretim alanı olan sanat toplumu anlamada son derece önemli veriler sunar.

Tarih boyunca sanatta da değişimin adresi değişime uğrar. İlerleme bazen Doğu’da olur bazen de Batı’da. Bazen Avrupa’da bazen Asya’da  kimi zaman da Avrasya’da.

Ne hikmettir bilinmez siyasette Avrupa dedikçe dışlanmamıza rağmen kendi kültürümüzü apaçık ortaya koyup yerelliği işledikçesanatta da bir o kadar dünyaya açılıyoruz.

İster sponsor, İster etnik köken destekli olsun veya sağlam finansal kaynaklıdağıtım şirketi ya da ister lobicilik faaliyeti olsun; sanat toplumsal manzaraları, bireysel portreleri olduğu gibi samimi sunmadıkça; deyim yerindeyse kendinden uzaklaştıkça sahte bir taklit olarak kalıyor.

Müzikte Sertap Erener’in Eurovizyon’da zafere ulaşmasına ve edebiyatta Orhan Pamuk’un Nobel ödülünü almasını ele alalım.Sertap Erenerİngilizce şarkıyla ülkemizi temsil etti belki ama başarısındaki tek etken bu değildi kesinlikle.Tanıtım klibinde Osmanlı mimarisinin ve motiflerinin ve müzikte oryantal melodilerin kullanmasının da önemli katkıları olduğu bir gerçek.

Edebiyat?ta da yine makus talihimizi değiştiren bir durum oldu Nobel ödülünü Orhan Pamuk?un kazanması.Türk Dil’inin zaferiydi bu aslında dili son derece başarıyla kullanan Pamuk’un kitaplarını dilden dile çevriliyor bu daTürk edebiyatının dünyada tanınmasına son derece önemli katkıda bulunuyor ki bu da ödülü daha da değerli kılıyor..

İsviçre Akedemisinin Pamuk?a verilen ödülün gerekçesiile ilgili yapılan açıklamada Pamuk?un, ?yaşadığı kentin melankolik ruhunu arayışında, kültürlerin çatışması ve birleşmesinde yeni semboller bulduğunu? belirtilmişti. Yine bir çatışkı yine bir Doğu Batı sentezi söz konusu burada da .Kaldı ki Pamuk?un iddia edildiği gibi kazanmak içinçizdiği siyasimanevra da yine kendimizle yüzleşmemiz açısından büyük önem taşıyor.

Müzik ve edebiyattaki başarılarımızı arkamıza alarak şimdi yüzümüzü7.sanat olan sinemaya çevirdik. Diğer sanattaki başarılar kazanma inancımızıtetikliyor adeta .Özellikle son günlerde sinemadaki uluslar arası başarılar getiren filmler, ister istemez bir takım beklentilere sürüklüyor bizi .Daha önce ismini bile zikretmekten çekindiğimiz ödülleri kazandıktan sonra “Oskar ödülü  neden olmasın” diyoruz artık. Şimdi  son günlerde sinemada gösterilen başarılara birlikte bir göz atalım:

New York?ta Zeki Demirkubuz?un 7 filmi i gösterime girdi eserlerinin Türk sineması içindeki önemini de vurgulamak amacıyla düzenlendiği belirtildi

“Mutluluk? Altın Küre Aday adayı oldu ve Los Angeles?ta Altın Küre ödül jürisi tarafından izlenecek..

 

Yaşamın Kıyısında “en iyi yabancı film” kategorisinde Almanya adına Oscar’a aday adayı seçildi.Filminin yönetmeni Fatih Akın, “Film, Türk-Alman ortak yapımıdır. Önemli olan filmin hangi ülkeden aday adayı olduğu değil, filmimizin seçilmiş olmasıdır” dedi.

Cannes Film Festivalinde uluslararası sinema eleştirmenleri ödülüne layık görülen “İklimler” Ulusal ve uluslararası düzeyde birçok ödül kazanmasının yanısıraHollanda’da 7 ayrı kentte gösterime giriyor.

Toplam 63 film arasından 4 aday arasına girmeyi başaran aşırı inanç sahibi bir adamın modern dünya ve onun nimetleri sonucu alt üst oluşunu anlatan “Takva”, Toronto Film Festivali’nde “Kültürel Yenilik Ödülü”, Berlin Film Festivali’nde “En İyi Film”, Saray Bosna Film Festivali’nde “Fipresci Ödülü” dahil olmak üzere pek çok festivalden ödülle döndü.

“Takva” ayrıca 2007 Oscar ödüllerine Türkiye’den aday adayı gösterildi.

Guy Debord ‘Gösteri Toplumu’ adlı kitabında ?gösteri olgusal bir gelişme olarak düşünülen teknik gelişmenin zorunlu bir ürünü değildir. Tam tersine gösteri toplumu kendi teknik içeriğini seçen biçimidir?diyor.

Gerçekten de yaşadığımız düzende film içerikleri de toplumsal değişimlerle orantılı ilerliyor görüldüğü gibi.Önce ?İmam? şimdi de ?Takva.?

Her ne kadar ?Takva? filmi yazarlar tarafından toplumun fotoğrafını çirkin gösteren bir şekilde anlatılıp temsil etmekten uzak bulunsa da sanat ile toplumun iç içe olduğunun sanatın toplumsal değişimleri anlatmadaki görevini ustalıkla yaptığının en iyi göstergesi bu filmler çok iyi gösteriyor aslında .

Osmanlı motifleri ve oryantal melodilerle Erovizyon?u Kültür çatışmasında ve bir şekilde Ermeni olayını gündeme getirerek Nobel?i kazanan ülkemizdini içerikli bir filmle Oskar?ı kazanırsa şaşırmayın.

Bize ne oldu böyle ?önce ekmekler bozuldu? sonra ?dilimiz? sonra ?dinimiz? şimdi de kültürümüz tehdit altında dedikçe; yıllar geçtikçe fark ediyor insan galiba biz buradan besleniyoruz. Aslında bizi zengin eden şey yaralarımız.

Bir türlü anlamadık geçmişinden Osmanlılığı, düşüncesinden Cumhuriyeti kültüründenİslamı bünyesinden azınlıkları atmanın imkanının dagereğinin de olmadığını .

Nasıl hissediyorsak bizi biz yapan ne isebıraksınlar ?O? olalım.Teistse teist, deistse deist, ateistse ateist;Türkse Türk,Kürtse Kürt, Ermeniyse Ermeni…

Avrupa olmazsa Asya, Asya olmazsa Avrasya ne güzel ismimiz var üç kıtada? Dağılmış olsak datüm coğrafyaya…

Farklılığımızın farkımız olduğunun acaba kaç kişi farkında?

Hülya YALIM

http://www.hulyayalim.com/

Yorumun ne olacak?